ويكيبيديا

    "‫ على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • - En
        
    • - Her
        
    • için
        
    •   
    • - Bir
        
    - O zaman yapmazdınız. - En azından seçme hakkımız olurdu. Open Subtitles ـ أنت ما قمت به ـ كان لدينا على الأقل إختيار
    Hiçbir numara kar etmez. - En azından benim işime yaramaz. - Neden? Open Subtitles بعدما فزت بذلك الرقم , تلك المرأة لم تعد مناسبة لى على الإطلاق
    Davaların sayısına bakılacak olursa, - En azından bir yıl. Open Subtitles على اعتِبار كَمْ القَضايا في المَحكمَة، سأقول سَنَة على الأقَّل
    - Her neyse, aslında çok güzel bir iş yaptın, lad. Open Subtitles على اية حال ، لقد قمت بعمل رائع يا لاد رائع
    - Her şeye hep sen karar veriyorsun. - Çünkü küstahın biriyim. Open Subtitles ــ أنتَ دائماً تملى على ما يجب أن أفعله ــ لأنى متكبـّر
    Dünyanın asıl sorununa odaklanabilmek için işimi bıraktım: Kara Mayınları TED ترك وظيفتي للتركيز على مشكلة العالم الحقيقي : الألغام الأرضية.
    Dikkatsizlik için sık sık duyduğunuz bir diğer açıklama da gururdur. TED وتفسير آخر ربما يخطر على بالكم .. متعلق بالاهمال انه الغطرسة
    Gerçek anlamda milyonlarca insanın yaşamına önemli değişiklikler getirebilme ve küresel çapta koruyucu hekimlik konusunda bir fırsat penceresi ile karşı karşıyayız. TED إذن توجد فترة زمنية حرجة علينا صنع فرق هام ليتمكن من التأثير على حياة ملايين البشر ونمارس الطب الوقائي على مستوى علمي
    - Bir şey olmamıştır. Büyük ihtimal. - ...ava gitmişlerdir. Open Subtitles لو انهم لم يبتعدوا كثيراً على الارجح انهم في الصيد
    - En azından işin köküne inene kadar. - Oteli arayayım mı madam? Open Subtitles حتى نستطيع أن نحصل على الحقيقة الكاملة هل أتصل بالفندق يا سيدتى ؟
    - Henüz işi bitmemiş. - En az 30 yaşındadır. Open Subtitles ـ أنها لم تمت ـ أنها على الأقل في الثلاثين
    - En azından balayı sonra kadar. - Hey, biz gerçekten ne kaçırdım? Open Subtitles على الأقل ليس قبل شهر العسل مهلاً ، ما الذي فاتنا حقاً ؟
    - Sanırım üzerine alındı. - En azından biraz dinlenmişsin. Open Subtitles أعتقد أنه قد أخذه شخصيا على الأقل إرتحت بعض الشيء
    - En azından iradeleri kolay kırılıyor zamanımıza güzellik katabilecek halde olmuyorlar. Open Subtitles على الأقل إراداتهم تنكسر بسهولة لكنهم نادرا في مركزهم لجعله يساوي لحظتنا
    - Görevimi. - Her şeyin yolunda olduğundan emin misin? Open Subtitles واجبى هل أنت متأكد أن كل شئ على ما يرام؟
    - Her şeyin içine ettim, hem de şahane bir şekilde. Open Subtitles ما الذى يحدث على سفينتى؟ لقد أرتكبت أشياء لعينة وأشياء جيدة
    Çünkü ticari şirketler en baştan beri sizden alabileceklerinin hepsini almak için tasarlanmışlar. TED لأن الشركات التجارية مصممة بطبيعتها للحصول على أكبر قدر منكم يمكنهم أن يأخذوه.
    Dağa kayak yapmaya gideceğiniz zaman ise arabaya eşyalarınız için farklı aksesuarlar alabilirsiniz. TED وعندما تذهب للتزلج على الجبال، تأخذ معك مختلف الإكسسوارات في السيارة. للقيام بالتزلج.
    Tarımın devlet desteğine muhtaç kalması ve başarı oranı düşük okullar kırsaldaki yoksulluğun şehirdekinden kat kat yüksek olması. TED إنها الاتكالية على إعانات المزارع و المدارس ذات الأداء الضعيف و نسبة الفقر العالية في المناطق الريفية عن الحضرية.
    Feingold, Bay Fisher, şu kapının arkasında... - Bir oyuncu o. Open Subtitles انه السيد فيشر أنه على الجانب الآخر من الباب إنه ممثل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد