ويكيبيديا

    "‫ لكنْ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Fakat
        
    Başkanınız olarak sevdiğiniz birçok kişiyi bu cadı salgınına kurban verdiğinizi gayet iyi biliyorum Fakat bu kadını öylece yakamayız. Open Subtitles بصفتي عمدتكم أعرف تماماً أنّ الكثيرين فقدوا أحبّاء في وباء الساحرات هذا لكنْ لا نستطيع أنْ نحرق هذه الامرأة ببساطة
    Lütfen işinize yarayacak her şeyi kullanın Fakat buzdolabından uzak durun. Open Subtitles أرجوك، خذ راحتك مع أيّ معدّات لكنْ ابقَ بعيداً عن الثلّاجة
    Fakat Kötü Kraliçeyi hapsetmeye yetecek gücü olan sihirli bir parça var. Open Subtitles لكنْ ثمّة قليل مِن السحر قد يكون قويّاً كفاية لحبس الملكة الشرّيرة
    Dün sona erdi. Fakat bugün Cuma. Yani, hayır. Open Subtitles أمس إنتهى، لكنْ اليَوم هو الجُمعة، إذاً، لا
    Fakat bu insanı neyin öldürdüğünü ne kadar erken bulursanız hayat o kadar erken normale döner. Open Subtitles لكنْ كلما عجَّل قومكِ باكتشاف ما الذي قتل هذا الفرد كلما عادت الحياة لطبيعتها أسرع
    Ve kapsül içimi yaktı. Fakat ölmedim. Open Subtitles شعرتُ بآلام في كلّ أنحاء جسدي لكنْ لمْ أمت
    Fakat belli şartlar sağlanırsa, başarı elde edileceğini umuyorum. Open Subtitles لكنْ إنْ اجتمعَتْ ظروفٌ محدّدة فأنا متفائل
    Küller bir geçit açacak Fakat sizin topraklarınızı bulması için fazlasına ihtiyacı var. Open Subtitles الرماد سيفتح بوّابة لكنْ لإيجاد أرضكنّ، تحتاج المزيد
    Fakat 11 Eylül saldırılarından altı hafta sonra görev alanı genişledi. Open Subtitles ‫لكنْ بعد ستّة أسابيع من هجوم 11\9 توسّع دورهم
    Fakat böyle bir niyetinin olduğunu düşünmek bile saçma. Open Subtitles ‫لأنّنا كنّا بصدد استغلال تلك المادة تجاريا ‫لكنْ من الجنون تصوّر أنّ ذلك ما كان ينوي فعله
    Fakat meclis üyeleri için yeterince inandırıcıymış ki Bilgisayar Sahtekarlığı ve İstismarı Yasası'nı geçirmişlerdi. Open Subtitles ‫لكنْ يبدو أنَّ هذا الفِلم أخاف الكُنگرس لدرجة ‫أنّه مرّر القانون
    Bir adam yerine üç adamın çok daha şansı var, Fakat isteksiz bir şekilde riske girecekseniz, tek başıma giderim. Open Subtitles فرصة ثلاثة رجال أكبر مِنْ واحد لكنْ إنْ لمْ ترغبا بالمخاطرة سأذهب وحدي
    Fakat bazen durumu olduğu gibi kabullenmek zorundasın. Open Subtitles لكنْ عليك أنْ تتصرّف أحياناً وفق الظروف المتاحة
    İkimizin arasındaki şey hiçbir zaman yürümezdi, tatlım, Fakat üzülme. Open Subtitles ما كانت لتنجح علاقتنا أبداً يا عزيزتي لكنْ لا تشعري بالأسى فقد تخطّيتك
    Fakat bu aslında istediğin şey değil. Open Subtitles لكنْ ليس هذا ما تريدينه فعلاً أليس كذلك؟
    Biliyorum fazla bir şey değil, Fakat bu şartlara göre alabildiklerimin hepsi bunlar. Open Subtitles أعرف أنّه ليس كثيراً لكنْ هذا ما استطعت استحصاله في الظروف الراهنة
    Hırsızlık benim kanımda var. Fakat bir hırsız nasıl onurlu olur? Open Subtitles السرقة تسري في دمي لكنْ كيف أكون لصّاً شريفاً؟
    İşini çok sevioyorsun diye söyledim Fakat tabi, istediğin buysa ve buna ihtiyaç duyuyorsan istediğin süre kadar ara vermelisin. Open Subtitles وإنّما يزدهرُ حالُك في العمل، لكنْ حبّذا إجازةٌ تطُول كما يلزم، لو أنّ هذا مُرادكِ.
    Ona karşı uzaklaştırma emri çıkartmış Fakat aradığımı sapık yeni birisi. Open Subtitles إنّها تملك أمر تقييد ضدّه، لكنْ هذا شخصٌ غيرُه.
    Fakat seni uyarayım. Kişi ne kadar çaresizse ücret o kadar yüksek olur. Open Subtitles لكنْ يجب أنْ أحذّرك كلّما اشتدّت رغبة المرء ارتفع الثمن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد