Aslında bu sevimsiz Ve genellikle iyi haberler içermeyen başlığın, konferansın konusuna pek de uygun düşmeyen bir yanı var. | TED | صحيح ان هذه ليست بمواضيع مُفرحة ولا هي بمواضيع قد ينتج عنها اخباراً جيدة والتي عادة يفوح هذا المنتدى بها |
doğaçlama çalıyor Ve hiç bir zaman daha öncekinin tamamen aynısını çalmıyor. Ve bence, yoğun yaratıcılığa çok güzel bir örnek bu. | TED | ويعزف من بنات افكاره وحده ولا يكرر اي معزوفة على الاطلاق وهذا يعتبر نوع من الابداع اللحظي واعتقد ان هذا مثال رائع |
Ve gidip yine bir teknoloji uzmanı bulmayın; sizden farklı olan birini bulun. | TED | ولا تبحثوا عن صديق آخر تقني أيضاً ؛ حاولوا البحث عن أشخاص مختلفين. |
Muhtemelen bunun en iyi tarafı... ...akşam karanlığında yeryüzüne... ...alacakaranlığın siyahı düşer, ... ...ama hala yukarısı aydınlık Ve parlaktır. | TED | وربما يظهر جمال هذا العمل عند الغسق قبل الفجر حين يذهب الشفق وتظلم الأرض ولا يزال الضوء يلمع في السماء |
Şimdi bütün bebekler, Berkley'dekiler bile krakeri sever Ve çiğ brokoliyi sevmez. | TED | وكل الصغار حتى في بيركلي، يحبون البسكويت ولا يحبون القرنبيط غير المطهو. |
Ve sanırım benim bu kadar detaylı bir şekilde kayıt tutmuş olacağımı düşünmemişti. | TED | ولا أظن أنه توقع أن يكون لدي سجلات مفصلة بهذه الدرجة لجدول أعمالي |
Kanepesinde uyuyan sarı şişman bir kedi, pencereye yağmur damlaları çarpıyor, Ve mutfağın havasında kahvenin izi bile yok. | TED | هناك قطّة صفراء سمينة نائمة على أريكته، حبّات مطر تتساقط على النافذة، ولا أثر لرائحة القهوة في هواء المطبخ. |
Su soğutmalı reaktörlerin sorunlarına sahip değildi Ve nedeni ise oldukça açıktı; | TED | ولا يعاني من مشاكل المفاعل المبرد بالماء والسبب في ذلك بسيط جداً. |
O zamandan beri aktif olarak katılıyorum Ve hâlâ sürüyor. | TED | لقد اشتركتُ فيها حتى الآن ولا تزال قائمة إلى الآن. |
Okyanus tabanını yeni bir seviyeye getiriyoruz Ve eski halini hatırlamıyoruz. | TED | نغير خط الأساس إلى المستوى الجديد، ولا نتذكر ما كان هناك. |
Neden kadın Ve erkeğin benzer olduğunu düşünmek isterler bilemiyorum. | TED | ولا أدري لماذا يفكرون فى أن الرجل و المرأة متماثلان |
yatağın altında saklanan canavarlar olmadığını, Ve her depremin binaları yıkmadığını öğreniriz. | TED | ونكتشف لأنه لا توجد عفاريت أسفل مضاجعنا ولا تهدم جميع الزلازل المباني |
Ve hiçbir yerde eğitim sisteminin kalitesi öğretmenlerin kalitesini geçmiyor. | TED | ولا يوجد نظام تعلو فيه جودة التعليم عن جودة مدرسيه. |
2018'de, büyüyen müzik şehirleri çok sık kazara olmuyor Ve olması da gerekmez. | TED | في عام 2018، لا تتواجد مدن الموسيقى المزدهرة ولا يجب أن تتواجد بالصدفة. |
Ve bunu gizli bir Oprah'ın Melekleri ağı gibi "kanseri düşünerek yenebilirsiniz" gibi bir şey ima ederek söylemiyorum. | TED | ولا أعني بذلك تلك الأشياء مثل: شبكة أوبرا آنجل السرية أو، تستطيع أن تتصور لنفسك مهرباً من الشعور بالسرطان. |
Ama bunlar sadece sayılar. Ve sayılar bu insanların kim olduklarından, nereden geldiklerinden veya neden burda olduklarından bahsetmiyor. | TED | لكن هذه مجرّد أرقام، ولا تدل هذه الأرقام على هويّة هؤلاء الأشخاص، من أين أتوا أو لماذا هم هنا. |
O hedefine tutkuyla bağlıydı Ve o hiçbir silah Ve engeli tanımayacak kadar netti, hiçbir büyük kuruluş onun yolunda duramazdı. | TED | كانت متحمسة لتحقيق ذلك الهدف وكان من الجليّ أنها لن تترك لا الجيش ولا العواقب ولا المؤسسة الكبرى تقف في كريقها. |
Ve kütle olmadan, bu kâinatta olmanın hiç bir yolu yok. | TED | ولا يوجد وسيلة لتوجد بها في هذا الكون من دون كتلة. |
Yani ihbarda bulunan Ve misillemede bulunmayan çok kişinin olması beni umutlandırıyor. | TED | لذلك عدد كبير من الناس الذين يبلغون ولا يطالهم الثأر فقدوا الأمل |
Kurumlardaki Ve bir çok kurumsal markadaki güvenin nasıl hızla azaldığı Ve azalmaya devam ettiği çok konuşulan bir konu. | TED | وتم الحديث بشكل واسع حول كيف أن الثقة في المؤسسات والعلامات التجارية المتعددة قد تراجعت ولا تزالُ كذلك بشكلٍ مستمر. |