Ama görünüşe göre Cornell'deki herkes benden akıllıymış. | Open Subtitles | و على ما يبدو فإن كل شخص في كورنيل أذكى مني |
Yoksa Sunnydale'deki herkes en kötü kabuslarıyla yüzleşecek. | Open Subtitles | أو سيواجه كل شخص في " سوني ديل" أسوا كوابيسه |
Bu herşeye iyi gelir. Seul'deki herkes bilir bunu. | Open Subtitles | هذا علاج كل شيء كل شخص في سيؤول سيعرفه |
Güney'deki herkes Kennedy taraftarı değil sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أن الجميع في الجنوب لم ينتخب لكينيدي. |
Ve bir anda Sothie'deki herkes olmamış bir şeyi olmuş fikrine kapıldı. | Open Subtitles | وفجأه الجميع في الجنوب يحصلون على فكره فيما حدث , ما لم يحدث |
GD'deki herkes verileri almak istiyor. | Open Subtitles | - ما هي حالة الجهاز ؟ كل شخص في المختبر المركزي يريد الحصول على المعلومات |
Yani Meade'deki herkes ormana gitse, fikir alışverişi yapsa, fıkralar anlatsa... | Open Subtitles | اذا كان بإمكان المحررين الذهاب الى المأوى ايضا اقصد، كل شخص في "ميد" في الغابة.. |
Bon Temps'deki herkes ne yaptıklarını bilmemelerine rağmen tutuklanıyor. | Open Subtitles | (يبدو أن كل شخص في (بون تمبس أصبح معتقل لكنهم لآ يعلمون مالذي عملوهـ |
DC'deki herkes. | Open Subtitles | كل شخص في العاصمة |
Ragbi kulübündeki herkes. Rotary'deki herkes. | Open Subtitles | كل شخص في نادي كرة القدم كل شخص في نادي الروتاري (ا(نادي مكرس لخدمة المجتمع ونشر السلام العالمي |
Juffure'deki herkes bana ne yapamayacağımı söylüyor ama ne istediğimi biliyorum. | Open Subtitles | كل شخص في (جوفري) يخبرنيبمالا يمكننيفعلهولكن .. أنا أعرف ما أريد ... |
Meereen'deki herkes bunu bilir. | Open Subtitles | كل شخص في (ميرين) يعرف هذا |
Meereen'deki herkes bunu bilir. | Open Subtitles | كل شخص في (ميرين) يعرف هذا |