- Bu kadar saf olma. Ben hiç Chicago'ya gitmek istemedim. | Open Subtitles | لا تكن أهبل , أنا لم أرد الذهاب إلى شيكاجو أصلا |
Eğer Londra'ya gitmek istiyorsan emirlere uysan iyi edersin. | Open Subtitles | وإذا كنت تريد الذهاب إلى لندن لابد أن تسحب العلامة |
Yara izi olan bu aktörü sevdiği için Chicago'ya gitmek istiyor. | Open Subtitles | لقد كانت تريد الذهاب إلى شيكاغو طوال الوقت لأنها تحب هذا الممثل ذو الندبة |
Natascha, anladığım kadarı ile sen Amerika'ya gitmek istiyorsun. | Open Subtitles | ناتاشا أتفهم انك تريدين الذهاب الى امريكا |
Albay neden Kamboçya'ya gitmek istiyor ki? | Open Subtitles | لم يرغب الكولونيل في الذهاب الى كمبوديا؟ |
- El Toro'ya gitmek zorundayım. - Ayın dördünde gideceğini söylemiştin! | Open Subtitles | يجب أن أذهب الى ال تورو لكنك قلت أنك لن تغادر في الرابع من هذا الشهر |
İkinci balayı olarak, Floransa'ya gitmek istediğini düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أظن بأنكِ أردتينا أن نذهب الى فلورنس لقضاء شهر عسل آخر |
Almanya'ya gitmek ister, yani ona bir pasaport alabilirseniz... | Open Subtitles | يريد الذهاب إلى المانيا لذا إن إستطعت أن تحصل له على باسبورت.. |
- Ben Laputa'ya gitmek istemiyorum. - Ne demek istemiyorum? | Open Subtitles | في الحقيقة أنا لا أريد الذهاب إلى لابيوتا |
Belki de yapmamız gereken budur: Meksika'ya gitmek. | Open Subtitles | ربما هذا ما علينا فعله الذهاب إلى المكسيك |
San Francisco'ya gitmek isteyen var mı? | Open Subtitles | هل هناك من يريد الذهاب إلى سان فرانسيسكو ؟ أنا سأذهب |
Avrupa'ya gitmek istemiyorum. The Elephant Man'i görmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب إلى أوروبا,أريد مشاهدة فلم الرجل الفيل |
Bana söylesene, eğer Sonny Black Florida'ya gitmek isterse ne olacak? | Open Subtitles | أخبرني بما سيحدث إذا قرر سوني بلاك الذهاب إلى فلوريدا |
Meksika'ya gitmek istemiyorum. Seninle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب إلى المكسيك أنا أريد البقاء معك |
Tali bu hafta sonu Bolivya'ya gitmek istiyor. | Open Subtitles | تالي تريد الذهاب إلى بوليفيا بنهاية الاسبوع |
İçinde Montana'ya gitmek var biliyoruz, ama geç oldu. | Open Subtitles | نحن نعلم أنك تريد الذهاب الى مونتانا لكن الوقت متأخر |
Dostum, dostum, biz Goa'ya gitmek istiyoruz, uçak var mı? | Open Subtitles | من فضلك نريد الذهاب الى جوا, هل هناك رحلات طيران الى هناك؟ |
Amerika'ya gitmek için bütün paranı harcadın. | Open Subtitles | لقد أنفقت كل أموالك لمجرد الذهاب الى أميركا؟ |
İrlanda'ya gitmek dururken neden Bayan Bates'in küçük kır evine gelsin ki? | Open Subtitles | الذهاب الى ايرلندا لمنزل السيد ديكسون الذي بلا شك كبير وجميل |
Chicago'ya gitmek zorundayım. Onunla evlenmek zorundayım. Buna mecburum. | Open Subtitles | يجب أن أذهب الى شيكاغو , يجب أن أتزوج من بروثوموس , يجب علي ذلك |
Sırf erişte yemek için Sapporo'ya gitmek mi? | Open Subtitles | نذهب الى سابورو ، فقط من اجل اكل المكرونه السباغتى |
Evlilik teklifinden sonra, İki aylığına Atlanta'ya gitmek durumunda kaldım. | Open Subtitles | وبعد أن تقدمت، واضطررت للذهاب الى اتلانتا لمدة شهرين. |
Efendimiz Qingzhou'ya gitmek için sizden izninizi istiyorum. | Open Subtitles | جلالتك اطلب الاذن للسفر الى جيزنهو |
Yılda birkaç kez New York'a iş gezisine gitmek. Arada sırada belki Avrupa'ya gitmek. | Open Subtitles | سفريتا عمل إلى "نيويورك" سنوياً، ربما سفرية إلى أوروبا كل فترة |