| Yollarımızı ayırdık. Aslında, beni terk etti. Başka birine âşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا، لقد افترقنا في الحقيقة لقد تركتني و قالت لي أنها تحب شخص آخر |
| Lois bana, sana aşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لويس اخبرتنى انها كانت مغرمة بك |
| Adam'a kızgın değilim ama eğer olsaydım, muhtemelen hilekâr olduğu ve başka birine aşık olduğunu bana söylemediği için olurdum ki o aşamaya geçtiniz mi bilmiyorum. | Open Subtitles | انا لست غاضبة من ادام لكن لو انني كنت كذلك ربما يكون بسبب انه مخادع وبسبب انه لم يخبرني انه يحب فتاة اخرى |
| Lütfen bana bütün bu olanlardan sonra ona aşık olduğunu söyleme! | Open Subtitles | من فضلك لا تخبرني أنك وقعت في حبها بعد كل هذا |
| Sonuçta, Beyaz Atlı Prens, Cinderella'nın gerçek olamayacak kadar küçük ayağını gördüğü anda ona aşık olduğunu anlamıştı. | Open Subtitles | فقد عرف الأمير الفتان أنه يحب ساندريلا بعد أن رأى أقدامها الصغيرة الخارقة |
| Bunu daha da hoş kılan, onun da sana aşık olduğunu sanması. | Open Subtitles | و ما يجعل هذا لطيفا للغاية أن يعتقد أنه يحبها هو الآخر. |
| Bana âşık olduğunu biliyordun, değil mi? | Open Subtitles | كنتِ تعرفين أنها تحبنى , أليس كذلك ؟ |
| Tutkulu ve sevimli bir şekilde bana aşık olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | بأسلوبك الأشدّ حنانًا وحبًّا أخبرتني أنّك مغرمة بي. |
| Bana âşık olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّكَ مُغرم بي |
| Herkes Yabani bir kıza aşık olduğunu biliyor. | Open Subtitles | "الكل يعلم أنه احب فتاه من "البربر |
| Vanessa'nın herifin birine aşık olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الرسالة قالت فقط أنها وقعت في الحب |
| Babamın evleneceği kadına aşık olduğunu söylediğin gerçeğini bir kenara koyarsak, | Open Subtitles | لو وضعنا جانبا حقيقة أنك تقول بأنك واقع في حب المرأة التي ستتزوج والدي, |
| Çünkü bir şey hakkında doğruyu söylediğine inanıyorum âşık olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | ... لأننى أصدق أنها تقول الحقيقة عن شيئاً وحيدا انها تعتقد أنها تحب |
| Başka birine âşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت لي أنها تحب شخص آخر |
| Babam, annemin ablası Rosa'yı istemeye gelmiş olmasına rağmen, annem o an ona aşık olduğunu anlamış. | Open Subtitles | ...رغم أن أبي كان قادماً ليتقدم لخطبة أخت أمي الكبرى، روزا أمي عرفت أنها كانت مغرمة به |
| Charlie az önce bana Tonya'ya aşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تشارلي لتوه أخبرني انه يحب تونيــا |
| Senin bana aşık olduğunu... | Open Subtitles | أنك وقعت في حبي |
| Sevgilin az önce Victoria'ya aşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حبيبك قال أنه يحب فيكتوريا؟ |
| Karısına nasıl bir anda aşık olduğunu anlattı, aynı şu Michigan'daki inekler gibi. | Open Subtitles | عن كيف شعر أنه يحبها مثل أبقار ميتشيجان |
| Bana âşık olduğunu biliyordun, değil mi? | Open Subtitles | كنتِ تعرفين أنها تحبنى , أليس كذلك ؟ |
| İşin aslı senin kardeşime aşık olduğunu fark ettiğim ilk andan beri ondan nefret etmeni sağlayacak kadar kötü bir halt yemesini bekliyordum. | Open Subtitles | الحقيقة أنّي منذ أوّل مرّة لاحظت أنّك مغرمة بأخي... انتظرت أن يرتكب إثمًا شنيعًا حتّى تكرهينه... |
| Elena'ya âşık olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّكَ مُغرم بـ (إيلينا) |
| Herkes Yabani bir kıza aşık olduğunu biliyor. | Open Subtitles | "الكل يعلم أنه احب فتاه من "البربر |
| Annen, Paris'te bir adama aşık olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال أمك وقعت في الحب مع الرجل في باريس. |
| Aşkın ne olduğunu bilecek yaşa geldiğinden beri Iris'e aşık olduğunu gördüm. | Open Subtitles | رأيتك واقع في حب (آيرس) منذ عرفت ما هو معنى الحب |
| Sanırım o senin kurtuluşundu. Belki de aşık olduğunu sanıyordun. | Open Subtitles | أظنّه يستغل هذا مهربًا، ربّما ظننتِ أنّكِ مغرمة |
| Adına hoş bir şarkı bestelemiş. Sana aşık olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | .لقد كتب لك أغنية جميلة أخبرتك أنه وقع في حبك |
| Neden ona oğluna aşık olduğunu söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تقولي لها أنك مغرمة به وحسب؟ |