Evet, önce bu Kule çöküyor, Kuzey Kulesi üzerine doğrudan isabet almasına ve zaten 18 dakikadan beri yanıyor olmasına rağmen. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك، ينهار هذا البرج أولا بالرغم من أن البرج الشمالى ضرِب مباشرة و أحترق لمدة أطول بـ 18 دقيقة |
Yeşilimsi buhar öğrencilerden uzaklaşırken arkanızda kalan tapınak çöküyor. | TED | المعبد ينهار من خلفك كما هرب الدخان الأخضر من الطالبين |
Savaş ilan edildi, borsa çöküyor veya yaşlı bir adam sokakta vuruldu ve toplum hayatının sessiz merkezi bir anda alevlenir. | Open Subtitles | اعلان الحرب سوق الأسهم ينهار أو رجل كريم مسن أُرديَ قتيلا في الشارع وإذا بالبحيرة الراكدة لحياة المجتمع تضطرب فجأة |
O ağacı kesiyorsunuz ve yağmur ormanları bir ekosistem olarak çöküyor. | TED | إذا قطعت تلك الشجرة ، فإن الغابات الممطرة جميعا تنهار كنظام بيئي. |
Bilgisayar sistemi çöküyor, elektrik sürekli kesiliyor da. | Open Subtitles | أنظمة الحاسب عندهم تنهار باستمرار والكهرباء تنقطع دوما |
Korkarım tüm sistemin çöküyor. | Open Subtitles | أخشى أن جهازك الحيوي بأكمله يتداعى |
Çocuklar, bu yer tamamiyle çöküyor. Buradan çıkmamız gerekiyor. | Open Subtitles | كامل المبنى ينهار يا رفاق، علينا أن نخرج من هنا. |
Öteki taraf ve içindeki herkes çöküyor, buna ben de dâhilim. Herkes temelli yok oluyor. | Open Subtitles | الجانب الآخر ينهار وكلّ امرئ فيه بما يشملني سيزول للأبد. |
Ama bu koridor kendi içinde sürekli değişiyor, bükülüyor, çöküyor. | Open Subtitles | لكن الرُّواق يتبدّل على الدوام، يلتوي، ينهار على نفسه |
Bina hala çöküyor bu yüzden girmemiz yasaklandı. | Open Subtitles | يزال المبني ينهار لهذا منعنا أي دخول الى المبني |
Ve şu anda da o evren çöküyor çünkü büyük kızım üvey zımbırtısıyla takılmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | وحاليا، فإن هذا العالم ينهار لأن إبنتي الكبرى تفضل التسكع مع زوجة أبيها |
Tünel çöküyor! çöküyor adamım! | Open Subtitles | إرجِع، إنهُ يقَع إنهُ ينهار يا رجُل |
-Hücresel bağlar çöküyor. -Tam kuvantum dizisi %%95'te. | Open Subtitles | ــ الرابط الخلوى ينهار %ــ التقدم توقف عند 95 |
Eski konak çöküyor. | Open Subtitles | اعتني بنفسك إن قصرك القديم ينهار |
Önce kriz geçirdi, şimdide böbrekleri çöküyor. Neden? | Open Subtitles | أولاً تصاب بسكتة و الآن تنهار كليتاها، لماذا؟ |
Baskı altında. Bu yapı çöküyor. | Open Subtitles | ♪ تحت تأثير الضغوط ♪ ♪ يمكن أن تنهار الأمم ♪ |
İmparatorluk çöküyor. Bir kadın kendi başına üstesinden gelemez. | Open Subtitles | الإمبراطورية تنهار وامرأة لوحدها لا يمكنها القيام بكل شيء |
Ne yapıyorsan , o çöküyor önce , çabuk yapmak . | Open Subtitles | مهما كان ما تقومين به, أنهيه بسرعة, قبل أن تنهار |
Efendim, iskele tarafındaki gemi çöküyor! | Open Subtitles | سيدي، هيكل ميمنة المركبة يتداعى! |
Şehir her açıdan çöküyor. | Open Subtitles | هذه المدينة تفشل بكلّ الحسابات. |
Rhabdomyolysis, böbrekleri çöküyor anlamına gelir. | Open Subtitles | انحلال الليفات العضليّة يعني أنّ كليتاه تنهاران |
Bütün şehir çöküyor. Hiç sorumluluk hissetmiyor musun? | Open Subtitles | المدينة بأكملها تتداعى ألا يوجد لديك أدنى احساس بالمسؤولية؟ |
Ayrıca çöküyor şu anda. | Open Subtitles | إضافةً أنه يتهاوى |