Ayrıyeten çölün ortasına koyulmasının sebebi; çölün ortasındayken tüm sıra dışı dini geleneklerin kaynaşıp birleştiği Yakın Doğu'nun kaynaşma noktasından yüzlerce kilometre uzakta olacak olmasıdır. | Open Subtitles | وهذا هو أيضا السبب في انه يتم وُضَعه وسط الصحراء لأنه في وسط الصحراء يوجد مئات ومئات من الأميال بعيداً عن بوتقة الشرق الأدنى وهو المكان حيث التقاليد الدينية الرائعة |
Demek telefonda konuştuğum kişi senin adamındı Aisha'yı kaçıran adam beni çölün ortasına bırakan adam. | Open Subtitles | إذن رجالك من تحدثت معهم على الهاتف، رجالك من اختطفوا (عائشة)... ورجالك من تركوني وسط الصحراء. |
Bizi kaldırıp çölün ortasına getirmek zorunda değildin. | Open Subtitles | لم يكن حتميا عليكي ان تحضرينا الي منتصف الصحراء |
Bir defasında, babanla kötü bir kavga ettikten sonra beni bir çölün ortasına götürdü. | Open Subtitles | مرة، بعد شجارٍ سيئ، أباكِ قاد بي حتى منتصف الصحراء. |
Azmin nedeniyle senden korktukları ve seni bir çölün ortasına bırakıp gerçek işte burada dediklerinde onlardan bir kürek isteyeceğini bildikleri için bodrumdasın. | Open Subtitles | أنت في السرداب لأن هم خائفون منك، relentlessnessك، ولأن يعرفون بأنّهم يمكن أن أسقطك في منتصف الصحراء... |