Sanırım savaşarak tartışma modeli bu tip diğer tartışma çözümlerini de engelliyor. | TED | و أعتقد أن الجدال بصيغة الحرب يعطل هذه الأنواع الأخرى من الحلول. |
Neyse, yarın dünyanın sonunu getirebilecek sorunların çözümlerini bulmak için araştırmaya çıktık ve şu işe bakın, bulduk da. | TED | لذلك أخذنا بالبحث عن حلول للمشاكل التي قد تسبب نهاية العالم في المستقبل ، وصدقوا أو لا ، وجدنا الحلول. |
"Kendi çözümlerini doğrulamak için "bile yolundan sapmayacak. | Open Subtitles | حتى انه لن يخرج من طريقه للتحقق من الحلول بنفسه |
Yenilikçi tasarım çözümlerini bütün toplumun sesini duymadığımız için göz ardı mı ediyoruz? | TED | كم تغاضينا عن حلول تصميم مبتكرة؛ بسبب عدم سماعنا لآراء المجتمع بجميع فئاته؟ |
Çünkü monotonluğu kaldırarak, bugünün problemlerine yaratıcı inovasyon çözümlerini oluşturmak, ancak alışılagelmiş yöntemleri zorlayarak mümkündür. | TED | لأنه بتحدي الطرق المعمول بها نتمكن من كسر الروتين الذي نعيش فيه و خلق حلول إبداعية لمشاكل اليوم. |
Bunu yapmak için günlük hayattaki problemlerimizin hesaplamalı yapısına kafa yorup bu problemlerin ideal çözümlerini gerçekte nasıl davrandığımızla karşılaştırırım. | TED | من أجل القيام بذلك أفكر في البنية الحسابية للمشكلات التي تصادفنا في الحياة اليومية، وأقارن ما بين الحلول المثالية لهذه المشكلات وبين سلوكنا الفعلي. |
Bütün bu sorunların çözümlerini bilmiyorum ama şunu biliyorum: Şu anda Güney Ohio'da babasını korkarak bekleyen bir çocuk var; babası kapıdan girereken sakince yürüyecek mi, yoksa sarhoş ve tökezleyecek mi. | TED | ولا أعرفُ كل الحلول لهذه المشكلة، ولكني أعرف هذا: في جنوب ولاية أوهايو حاليًا، هناك طفل ينتظر والده بفارغ الصبر، يتساءلُ فيما إذا كان سيدخل من باب النزل، ماشيًا بهدوء أو متعثرًا نتيجة حالة السُكر. |
"Bir sorunun tüm mantıklı çözümlerini bertaraf et mantıksız çözüm her zaman doğrudur." | Open Subtitles | فإن الحلول غير المنطقية مهما كانت مستحيلة تكون منطقية" |
"Bir sorunun tüm mantıklı çözümlerini bertaraf et mantıksız çözüm her zaman doğrudur." | Open Subtitles | "عندما تنعدم الحلول المنطقية لمشكلة فإن الحلول غير المنطقية مهما كانت مستحيلة تكون منطقية" |
Geriye, yarının çoklu çözümlerini yaratmak için disiplinler arası boşluğu dolduracak araştırmaları gerektirenler kaldı. | TED | تلك التي لا تزال موجودة تحتاج تحقيقاً شاملاً للمجال الحدي بين التخصصات لإنشاء حلول متعددة الأوجه للمستقبل. |
Bunlar, Afrika'nın kendi sorumluluğunu alabilmeye hazır olduğunu ve problemleri için kendi çözümlerini arayabileceğini gösteren örnekler. | TED | لذا هذه هي نماذج القصص لأفريقيا المستعدة لتحمل مسؤولية نفسها والبحث عن حلول لمشاكلها |
Geçen 100 yıl, mikrobik sorunlara karşı insan çözümlerini ön plana çıkarıyordu ama önümüzdeki 100 yıl, insan sorunlarına karşı mikrobik çözümlere ağırlık verecek. | TED | في الـ100 سنة الأخيرة ظهرت حلول انسانية للمشاكل الميكروبية، ولكن خلال الـ100 سنة القادمة ستظهر حلول ميكروبية للمشاكل الإنسانية. |
Günümüz yaşamı için gerekli olan çok yönlü çözümlerini yitirdin. Lânet olsun! | Open Subtitles | لقد خسرت حلول متعدده للحياه العصريه |