çünkü bizim insanlığımız herkesin insanlığına bağlı. | TED | لأنه في النهاية ، إنسانيتنا تعتمد على مدى إنسانية كل واحدٍ منا. |
Yine de öğretiyoruz, çünkü bizim görevimiz bu. | TED | نُعَلِم بأي حال، لأنه هذا الشيء الذي نعمله |
çünkü bizim yaptığımızdan çok daha kötülerini yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | لاني على علم باشياءٍ قام بها اسوء بكثير مما نفعله |
Biz kazanacağız çünkü bizim düşlerimiz var ve biz bu düşler için savaşmak istiyoruz." | TED | سنفوز لأن لدينا أحلام ولأننا على استعداد للدفاع عن تلك الأحلام |
Şimdiden ders almaya başladık çünkü "bizim" mümkün olduğunca fazla yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | حسناً , نحن نبدأ باكراً لأننا نحتاج كل المساعدة التى يمكننا الحصول عليها |
Tabi ki hayır. çünkü bizim konuştuğumuz acayip kötü şeyleri gidip hemen anlatması lazım. | Open Subtitles | لا طبعا لانه يجب عليه ان يخبر امه بكل الاشياء المريعة التي نقولها |
çünkü bizim için harika, ama insanlar için kötü. | TED | لأنه تعلمون، كان جيدا بالنسبة لنا وسيء بالنسبة للبشر. |
çünkü bizim mükemmel uyumu sağladığımız dönem, o dönemdi. | Open Subtitles | لأنه في تلك الفترة وصلنا لحالة من التناغم المتكامل |
- Patron! Patron sinirlenme çünkü bizim hatamız değildi tamam mı? | Open Subtitles | بوس، لا يحصلون على جنون لأنه لم يكن خطأنا. |
Çünkü, bizim Twinkie kadar uzun bir raf ömrümüz yok. | Open Subtitles | لأنه ليس لدينا نفس الحياة الطرية مثل طراوة التوينكي |
Bunu bize senin anlatacağını umuyordum, çünkü bizim en küçük bir fikrimiz bile yok. | Open Subtitles | كنت آمل أن تخبريننا أنتِ بذلكَ لأنه ليس لدينا أدنى فكرة |
Kurşun geçirmediğini biliyor. çünkü bizim için üreten o! | Open Subtitles | إنه يعرف بأنها ضد الرصاص، لأنه من قام بصنعها لنا |
çünkü bizim yaptığımızdan çok daha kötülerini yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | لاني على علم باشياءٍ قام بها اسوء بكثير مما نفعله |
Özellikle bizi davet etti, çünkü bizim çok özel bir tür tasarım sürecimiz var- bu yöntemle genelde ulaşım sorunu olan yerlerde, tasarım hizmeti ya da yaratıcı sermaye bulunmayan yerlere uygun tasarım çözümleri yaratabiliyoruz. | TED | و دعانا نحن بالتحديد لأن لدينا نوعا خاصا من آلية التصميم التي ينتج عنها حلول التصاميم المناسبة في أماكن لا يوجد في فيها عادة اتصال بخدمات التصميم الاختراع أو استفادة من الاختراع. |
Çünkü, bizim ebeveynlerimiz bizi büyütürken bize vücudumuzun kurşun için değil, uçurtma uçurmak, ip atlamak ve karnımız çatlarcasına gülmek için olduğunu öğrettiler. | TED | لأن لدينا آباء أنشأونا لكي نفهم بأن أجسامنا لم تُعدّ للجانب الآخر من الرصاصة، ولكن لتطيير الطائرات الورقية والقفز على الحبل والضحك حتى ننفجر من السعادة. |
O kadar ileri gidemeyeceğini biliyor, çünkü bizim de kendi karşıt incelememiz var. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}إنه يعلم أنه لا يستطيع المبالغة كثيراً {\pos(192,220)}لأن لدينا استقصاءات للمنافسين خاصة بنا |
Daha fazla kar getirmemeyi tercih ettiğimiz orası burası dediğim şirket alanları var çünkü bizim başarı anlayışımız sizinkinden biraz farklı. | Open Subtitles | وسبب وجود أماكن، صغيرة هنا وهناك حيث اخترنا أن لا نزيد أرباحنا فيها، لأننا نُعَرِّف النجاح بشكل مختلف بعض الشيء عنكم. |
Balta girmemiş ormanlara aşığım ve vatansever bir Amerikalıyım çünkü bizim böyle ormanlarımız var. | TED | أنا مغرم بالغابة القديمة و أنا أمريكي وطني لأننا نملك هذه الغابات |
Ve vücudunuzun nefret ettiğini düşünüyordum. çünkü bizim buna karşı bağışıklığımız var. | TED | وكنت أفكر أن أجسادكم كرهته في تلك الأيام لأننا متحصنين منه وهذا يسمى بأنزيم ألفا جال |
çünkü bizim yemeğe ihtiyacımız var. | Open Subtitles | خبزنا,لانه يجب أن نأكل... .. |