Hangi kişiliğinin ortaya çıkacağını tahmin edemediğim birine Seung Jin'i emanet edemem. | Open Subtitles | لا يُمكننى ترك سيونغ جين لشخص لا أعرفه عندما سيخرج شخصاً آخر |
Yarığı şimdi açarsan bütün dünya zarar görebilir. Veya neyin çıkacağını kim bilebilir? | Open Subtitles | لو فتحت الشق الآن فسيعاني العالم بأسره ، ومن يدري ما سيخرج منه ؟ |
Bir paketin benim evden yola çıkacağını, uçuş numarasını, her şeyi öğrenecekti. | Open Subtitles | سيعرفون بأن هناك حقيبة ستخرج من بيبتي وسيعرفون الوقت ورقم رحلة الطيران |
Armut koltuk. Ben de neyin içinden çıkacağını merak ediyordum. | Open Subtitles | الكرسي المنتفخ، لقد كنت أتساءل من أين ستخرج هذه المرة |
Bana tek yapmam gerekenin bileğimdeki zili sallamam olduğunu ve ortaya çıkacağını söylemişti. | Open Subtitles | قال لي فقط أن أحتجته فقط عليّ أهز الجرس على رسغيّ وهو سيظهر |
Başka biriyle çıkacağını bile bile senden ayrılmaktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | ،أكره أن اتركك مع علمي أنك ستخرجين مع شخص آخر |
Ben de medya bu kasetle uğraşırsa gerçeğin ortaya çıkacağını bilecek kadar uzun süredir siyasetteyim. | Open Subtitles | انا اعمل فى مجال السياسه منذ مده طويله و اعرف انه اذا حصلت اجهزه الاعلام على هذاالشريط.. فأن الحقيقه ستظهر |
Oğlunun her an çıkacağını bildiğinden ona zarar gelmesini engellemek için sürmeye başlıyor. | Open Subtitles | تعرف ان ابنها سيخرج في اي دقيقة لذا لتبقيه في أمان تنطلق |
O su tankından nasıl çıkacağını hiç merak ettiniz mi? | Open Subtitles | هل تساءلتم أيها القوم كيف كان الرجل سيخرج من الزنزانة المائية؟ |
Sütü böyle döktüğün zaman tatlı bir Yüzün ortaya çıkacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين بأن وجه جميل سيخرج إذا سكبتيه هكذا ؟ |
Sana kontrolden çıkacağını söylemiştim. Bu saçmalık. | Open Subtitles | أخبرتك ان هذا سيخرج عن سيطرتك، هذاء هراء |
Abviq'in nereden yüzeye çıkacağını, daha çıkmadan bilmeliyiz. | Open Subtitles | يجب ان نعرف أين سيخرج إلى السطح حوت الطليعة قبل أن يفعل |
Sabah olunca Claire, Vera'ya seslenir ve dışarı kahvaltıya çıkacağını söyler. | TED | في الصباح، كلير نادت فيرا لتقول لها أنها ستخرج لتناول طعام الافطار. |
Susan şimdi bana dışarıya çıkacağını söyledi. | Open Subtitles | سوزان , أخبرتني للتو بأنها ستخرج هذا المساء |
Doktor Sandler bir hafta içinde çıkacağını söylüyor. | Open Subtitles | لكن الدّكتورَ ساندلر يَقُولُ بأنّك ستخرج خلال اسبوع. اليس ذلك رائعِ؟ |
Bir paketin benim evden yola çıkacağını, uçuş numarasını, her şeyi öğrenecekti. | Open Subtitles | سيعرفون بأن هناك حقيبة ستخرج من بيبتي وسيعرفون الوقت ورقم رحلة الطيران حالما وصلت إلى البيت، بدأت بالطبخ 6: |
Sana gerçeğin eninde sonunda ortaya çıkacağını söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتُك بأنّ الحقيقة ستخرج فى النهاية |
Onun otoritesine hiçkimsenin karşı çıkacağını düşünmüyordu. | Open Subtitles | لم يكن يعرف بأن أحداً سيظهر وينازعه على وصايته |
Asla bu giysilerle çıkacağını hayal etmemiştin. | Open Subtitles | أنتى أبدا لم تحلمى بأنكى ستخرجين بهذه الملابس؟ |
Uçakta bir kızla tanışırsın ve ona ertesi sabah The Today Show'a çıkacağını söylersin. | Open Subtitles | تقابل فتاة على طائرة و تخبرها أنك ستظهر في العرض الصباحي اليوم التالي |
Eğer iş yerine ya da evine bir ziyaret yaparsam dolabından daha ne kadar şey çıkacağını zannediyorsun? | Open Subtitles | في منزلك او في مكان عملك, كم المزيد من الهياكل العظيمة تعتقد أنها ستأتي خارجة من خزانتك؟ |
Pendleton okulun adının çok kötüye çıkacağını iyi biliyordu. | Open Subtitles | عَرف (بيندلتون) جيداً أكثر من (رومين)؟ أنه سيتعذب بصورة دائمة |
İğrenç şeylerle ilgili tutkunuzu sahiplenin, bundan utanmayın çünkü ortaya ne çıkacağını bilemezsiniz. | TED | وافتخر بافتتانك بالأشياء المقززة ولا تخجل من ذلك، لأنك لا تعرف أبدًا ما الذي ستعثر عليه. |
Ve hepsine gelecek ay yeni parfümümün çıkacağını duyurmak istiyorum. | Open Subtitles | وأريد أن أذكّركم أنّ عطري الجديد سيضرب المتاجر الشهر المُقبل. |