O, sağken ilişkisi olan ben değildim, neden şimdi, birisiyle çıkamıyorum ? | Open Subtitles | لست أنا من قام بعلاقة عندما كانت على قيد الحياة إذاً لمَ لا يمكنني الخروج في علاقة الآن ؟ |
Güzel bir yemek yemek için dışarı çıkamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج الآن والحصول على وليمة لائقة مجدّداً. |
Kocam beni içeri kapattı. Evden çıkamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من المنزل، زوجي أقفل علي |
- Haydi! - Yardım et! Jackie, çıkamıyorum! | Open Subtitles | ـ هيا ، بسرعة ـ جاكي، أنا لا أَستطيعُ الخُرُوج |
Dışarı çıkamıyorum. Kapının yakınındalar. Ekmeği at. | Open Subtitles | انا لا استطيع الخروج انهم بجانب الباب, ألقِه إلى هنا |
Şimdi ise, yirmi fedai olmadan evden bile çıkamıyorum. | Open Subtitles | الآن لا يمكنني مغادرة المنزل دون 20 حارساً |
MD'den muzdaripim ve fazla dışarı çıkamıyorum. | Open Subtitles | لدي ضمور عضلي, و لا يمكنني الخروج من المنزل |
Dışarı çıkamıyorum. İşe gidemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج ولا يمكنني الذهاب إلى العمل |
Üzgünüm, buradan çıkamıyorum o yüzden sen buraya gelmelisin. | Open Subtitles | أنا أسفة . لا يمكنني الخروج من هنا, لذا أنت سوف تضطرين للقدوم ألي. |
Çoprak Topraklar'ın dışına çıkmayı biliyorum ama kendi başıma çıkamıyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف الطريق خارج الأراضي الوعرة، ولكن لا يمكنني الخروج بمفردي |
Burada müşteri olduğunda, dışarı çıkamıyorum. | Open Subtitles | لذلك لا يمكنني الخروج إذا كان هناك زبائن |
Kendi kendime şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: "Kahretsin. Burada bir şeyler başlattım ve gerçekten içinden çıkamıyorum. | TED | وتذكرت أني كنتُ أفكر: "تباً، لقد بدأت بشيء هنا ولا يمكنني الخروج منه. |
İş açığa çıktı. Şu anda merkezden çıkamıyorum. | Open Subtitles | لقد كشفوا الأمر, وأنا لا أستطيع الخروج من القسم الآن |
Bu taraftan çıkamıyorum. Şu kapıya ulaşmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من هذا الطّريق أريد أن أصل إلى ذلك الباب. |
Şimdi çıkamıyorum. | Open Subtitles | الآن أنا لا أَستطيعُ الخُرُوج. |
Şimdi çıkamıyorum. | Open Subtitles | الآن أنا لا أَستطيعُ الخُرُوج. |
Ama yapamam. Buradan çıkamıyorum. Bu zindan büyü geçirmez. | Open Subtitles | لكن , لااستطيع لا استطيع الخروج هذه الزنزانة من واقي من السحر |
Neden laboratuvardan çıkamıyorum? | Open Subtitles | لماذا لا يمكنني مغادرة المختبر؟ |
Haklıymışsın! çıkamıyorum buradan! | Open Subtitles | لقد كنت محق، لا أستطيع الخروج من هنا |
Ailemle bile zar zor konuşuyorum bir kadınla bir kaç aydan fazla çıkamıyorum. | Open Subtitles | بالكاد أتحدث إلى والدي، لا أستطيع مواعدة إمرأة لأكثر من شهر |
Sabahları yataktan çıkamıyorum. Soğuk havadan söz etmeye bile gerek yok. | Open Subtitles | واصبح حتى النهوض من الفراش صعبا هذا بدون ذكر الجو البارد |