ويكيبيديا

    "çıkarlarını" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المصالح
        
    • مصلحتك
        
    • مصالحها
        
    • بمصالح
        
    • مصالحه
        
    • مصلحته
        
    • لمصالحك
        
    • مصالح
        
    • مصالحهم
        
    • مصالحك
        
    • مصلحتها
        
    • مصلحتهم
        
    • ومصالحه
        
    • مصالحكِ
        
    • لمصالحه
        
    Bu misyonun görevi, Amerikan çıkarlarını, bizim çıkarlarımızı korumaktır, Bay Horman. Open Subtitles لقد تعهدت هذه السفارة أن تحمي المصالح الأمريكية .. مصالحنا
    Riyad'da bilinen bir varlığımız var orada ABD çıkarlarını koruyorlar. Open Subtitles لدينا وجود معلن بالرياض لمراقبة المصالح الاميركية هناك. انت تعرف ذلك
    Baban kararlarını verirken eminim senin de çıkarlarını hesaba katmıştır. Open Subtitles أنا متأكّدة أباك يريد مصلحتك الأفضل عندما يأخذ قراره
    Doğal olarak endüstri kendi ticari çıkarlarını desteklemek için etkileme stratejisine angaje olacaktır. TED من الطبيعي أن تنخرط الشركات في خطط تأثير من أجل ترويج مصالحها التجارية.
    Lombardi ailesinin çıkarlarını gözetiyorum ve Tina'yı arıyorum. Open Subtitles من فضلك (أنا أعتني بمصالح عائلة (لومباغدي (وأنا أبحث عن (تينا
    çıkarlarını ve sivil haklarını koruyacak tek grupla mı? Open Subtitles ماذا لو أنه رفض التحدث الى الأشخاص الوحيدين الذين بقدورهم حماية أفضل مصالحه ..
    Ya kendi çıkarlarını geminin çıkarlarından üstün tutarsa? Open Subtitles ... كيف لنا أن نعرف أنه سيضع مصلحته أولاً على هذه المركبة ؟
    Nebraska halkının çıkarlarını temsil etmek için çalışacağım. Open Subtitles سأحاول لتمثيل المصالح الفضلى من الناس من ولاية نبراسكا.
    15 yıllık özenli planlama petrol çıkarlarını baltalamak için geliştirilen servet değerindeki teknoloji boşa gitti. Open Subtitles خمسة عشر عامًا من التخطيط الدقيق الثروة يتم زيادتها بالتقنية لتقويض المصالح النفطية ذهبت سُدى
    Amerikan çıkarlarını hedef alabilecek potansiyel teröristleri daha iyi anlamalıyız. Open Subtitles يجب أن نملك تفهماً أفضل للإرهابيين المحتملين الذين قد يستهدفون المصالح الأمريكية.
    Konseyin sadece senin çıkarlarını gözettiğini biliyorsun. Open Subtitles نحن نعلم أن المجلس يضع مصلحتك في الاعتبار
    Ülkemizin sorunlarıyla ilgilenmiyorsun, sadece kendi çıkarlarını düşünüyorsun. Open Subtitles انت تجاهلت مشاكل بلادنا، ولا تفكر إلا فى مصلحتك الشخصي!
    Fakat şirketler anlaşılır bir şekilde kendi ticari çıkarlarını artırmak için hareket eder, ve bunu bazen ortak faydanın altını oymak, bazen de desteklemek için yaparlar. TED لكن من المفهوم أن الشركات تعمل لتعزيز مصالحها التجارية، وهم يفعلون ذلك أحياناً إما لتقويض أو تعزيز الصالح العام.
    InGen artık benim sorumluluğumda. çıkarlarını sonuna kadar korurum. Open Subtitles إين جين هى مسؤوليتى أنا سأدافع بكل غيرة عن مصالحها
    Metropolis'e geldiğimden beri öğrendiğim tek şey, güç sahibi olan insanların her daim halkın çıkarlarını gözetmedikleri. Open Subtitles شيء واحد تعلمته منذ وصولي ...إلى (ميتروبوليس) أن صاحب النفوذ ليس دائما مهما... بمصالح الناس في الواقع
    Bir prensin kişisel davranışlarına gelince, Machiavelli, dürüstlük veya cömertlik gibi erdemlerin görünümünü korumayı, ancak çıkarlarını tehdit ettiği anda bırakmaya hazır olmayı tavsiye eder. TED أما فيما يتعلق بالسلوك الشخصي للأمير، ينصح مكيافيلي بالحرص على التظاهر بمحاسن الاخلاق، مثل الصدق أو الكرم، ولكن على أن يبقى مستعدًا للتخلي عنها سرعان ما تُهَدد مصالحه.
    Papa Cenapları yalnızca kendi çıkarlarını düke hatırlatıyor. Open Subtitles قداسته يذكّر الدوق أين تكون مصلحته
    Senin ihanet olarak gördüğün şey... aslında çıkarlarını korumak için yapılan, dileklerinin... gerçekleştirilmesiydi. Open Subtitles ما تراه على أنه خيانة للثقة كان في الواقع تحقيقاً لأمانيك حمايةً لمصالحك
    Onlar sadece insanları baskı altında tutmayı ve zengin oligarşinin çıkarlarını korumayı bilir. Open Subtitles هم يعرفون فقط كيف يقمعون الشعب و يدافعون عن مصالح الاقلية الحاكمة الغنية
    Radyologların bu öfkesinin sebebi kendi maddi çıkarlarını korumaktı. TED ان اخصائي الاشعة نقدوا القرار بشدة حرصاُ على مصالحهم الاقتصادية
    Sen kendi çıkarlarını benimkinin üstüne koyuyorsun. Ben sadece kendi çıkarlarımı seninkilerin hemen arkasına koymaya çalışıyorum. Open Subtitles لكنّك تضع مصالحك فوق مصالحي و أنا فقط أضع مصالحي كدعم بجانب مصالحك
    Üstelik kendi çıkarlarını gözardı ederek hareket etti. Open Subtitles لها علاقه بهذا, لقد كانت تتصرف ضد مصلحتها الشخصيه في الواقع
    Babalar kendi çıkarlarını düşünmezler. Open Subtitles فالأباء يفكرون بأشياء غير مصلحتهم الشخصية.
    On yıldır abimin bütün işlerini ve hukuki çıkarlarını takip ediyor. Open Subtitles إنّه يتولـى كلّ أعمال أخي ومصالحه القانونية منذ عشر سنوات
    - Bu bizim aramızda. - Ben senin çıkarlarını gözetiyorum sadece. Open Subtitles ـ هذا شيء بيننا ـ أنّي أحرص على مصالحكِ
    Velayeti için, çocuğun çıkarlarını gözeten bir dosya hazırladım. Open Subtitles رشحيني للحصول على الحضانة للطفل بالأفضل لمصالحه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد