Ya da pillerini çıkarmış, o yüzden bulamıyoruz. | Open Subtitles | أو إنه أزال البطارية لكي لا نتمكن من العثور عليه |
Richard o yüzükleri Ray yapmış gibi göstermek için çıkarmış olabilir. | Open Subtitles | ريتشارد نزع ذلك الخاتم ليبدو أن راى الذى قتلها |
Tribünlerde, arka planda, aletini çıkarmış duruyor. | Open Subtitles | شاهده جيدا ، إنه في الموقف هناك في الخلف وقد أخرجه بالكامل |
Bu kıyafetleri çıkarmış olsaydım bile yine üzerime giymek zorunda kalabilirim. | Open Subtitles | وحتى لو خلعت ملابس السجن هذه فيجب أن أرتديها ثانيةً قريباً |
Saatten başka bütün her şeyini çıkarmış aynı Heather Wilson'a yaptığı gibi. | Open Subtitles | لقد خلع عنها كل شي إلا الساعة كما فعل مع هيذر ويلسون |
İkisininde telefonu kapalı. Pilleri çıkarmış olmalı. | Open Subtitles | .لا إشارة من كلا الهاتفين .لا بدّ أنّها أزالت البطّاريتين |
Giymek istedim, ama birisi çamaşırlarımı halâ ıslakken kurutma makinasından çıkarmış. | Open Subtitles | أردت ذلك لكن شخص ما قام بإخراج ملابسي من النشافة |
Anlaşılan Gloria'nın tırnak cilasını şüpheli çıkarmış. | Open Subtitles | على ما يبدو ان الجاني أزال طلاء أظافر غلوريا |
- Birileri kovana yer açmak için gözleri ve beynin bir kısmını çıkarmış. | Open Subtitles | هناك من أزال العينين وجزءاً من المخ لكي يفسح مجالاً للخلية |
Onu kim etkisiz hale getirdiyse, nöral implantını çıkarmış. | Open Subtitles | أيًّا كان مهاجمها فقد أزال شريحتها العصبيّة. |
Önümüzdeki yarım saat içerisinde bu çivileri çıkarmış olmak istiyorum. -CT istiyorum. | Open Subtitles | أريد نزع هذه المسامير خلال النصف ساعة القادمة، أحتاج أشعة مقطعيّة |
Tıpkı tırnak cilasını çıkardığı gibi şüpheli çıkarmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن الجاني نزعهم كما نزع طلاء الأظافر |
Son zamanlarda birisi bunu yerinden çıkarmış. | Open Subtitles | لا يُوجد غبار هُنا، كما لو أنّ هُناك أحد أخرجه مُؤخراً. |
Sanki bir anda bütün giysilerimi çıkarmış gibi oldum. | Open Subtitles | الآن أشعر كما لو أنني فجأة خلعت كلّ ملابسي. |
Cenazecimiz ise oldukça etkili kokuya karşı önlem olarak gömleğini çıkarmış. | Open Subtitles | متعهد الموتى قد خلع قميصه لأخذ وقاية معقولة... ضد الرائحة الكريهة. |
Kazara sargıları çıkarmış. | Open Subtitles | أزالت الضِمادات عن طريق الخطاء |
Dr. Bishop'u St. Claire'den başarılı şekilde çıkarmış bulunuyorum ve kendisi eski laboratuarını kullanmak istiyor. | Open Subtitles | يجب أن تعرف أني قمت بإخراج والتر بيشوب من المصح وهو بحاجة لاستعمال مختبره القديم |
Kızım, adamı kaldırıma kadar çıkarmış. Ama çok kan kaybetmiş. | Open Subtitles | أخرجته حتى وصلا رصيف المشاة لكنها كانت تنزف دماً سلفا. |
Boğazını kestikten sonra onu göğsünden bıçaklamış... karnını yarmış ve bağırsaklarını çıkarmış. | Open Subtitles | بعد أن ذبحها طعنهافيصدرها, ثم شق معدتها و إنتزع أمعائها |
İz sürücüsü. Pencesiyle çıkarmış. | Open Subtitles | انه جهاز التعقب المغروز قامت بإخراجه بمخلبها |
16. yüzyıl İspanya'sında kendi hayal dünyasından çekip çıkarmış. | Open Subtitles | انتزع الاسم من مخيلته فى القرن السادس عشر بأسبانيا |
Patikada onun yanındayken, kaskını çıkarmış mıydı? | Open Subtitles | ،عندما كنت معه على الممر هل قام بخلع خودته ؟ |
Merak ediyorum, eğer teli daha önce çıkarmış olsalardı, biri beni baloya davet eder miydi acaba? | Open Subtitles | أتمنى لو أقوم بإزالة الصفيح المعدني عن قريب، إذا قام أحد بدعوتي لحفل التخرج |
Serumunu ve oksijen maskesini çıkarmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّها نزعت المحاليل والأكسجين |
New Orleans FBI ofisi, geçmişte yaşanan tüm bu cinayet dosyalarını ortaya çıkarmış. | Open Subtitles | مكتب المباحث الفيدرالية التابع لنيو أورلينز قام بسحب جميع ملفات جرائم القتل هذه و التي تعود لوقت مضى |