Onu ilk farkettiğinde, posta kutusundan mektuplarını almak için dışarıya çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد خرج ليحضرها من صندوق بريده عندما رأى الطفل للمرة الأولى |
Mesela geçen sefer en ufağı evden sandalet ve bornozla çıkmıştı. | Open Subtitles | بآخر زيارة صغيرهم خرج من المنزل مرتدياً زعانف و روب حمام |
Nicky benden önce yola çıkmıştı... çünkü artık bir yerden bir yere gitmesi pek kolay olmuyordu. | Open Subtitles | نيكي خرج قبلي لأنه كان يتحرك بصعوبة لقد خرج بسرعة كبيرة |
Bir erkek arkadaşım orda yaşıyordu. Hatta bir hula dansçısıyla çıkmıştı. | Open Subtitles | صديق لي كان يعيش هناك، حتى أنه واعد راقصة طوق |
Yüksek Mahkeme'nin durdurabileceğini düşündüm ve onlar da ellerinden geleni yaptılar ama işler tekrardan o kadar karışmış ve raydan çıkmıştı ki. | Open Subtitles | و بعدها شعرت بأن محكمة الإستئناف ستوقفهم، وفعلت ما هو ممكن و بعدها أختلف الأمر وخرج عن السيطرة |
En sonunda, çocukların numaraları tamamen kontrolden çıkmıştı. | Open Subtitles | في النهاية مزح الأطفال أصبحت خارجة عن السيطرة تماما |
Alicia Silverstone'un oynadığı karakter eski üvey kardeşiyle çıkmıştı. | Open Subtitles | شخصية اليسا سليفرستون واعدت الاخ غير الشقيق لصديقها السابق |
O muydu bilmiyorum ama kontrolden çıkmıştı. | Open Subtitles | انا لا اعرف اذا كان هو الشخص المطلوب ولكنه كان خارج السيطرة |
- Steve bir keresinde onunla çıkmıştı, değil mi. -Evet, şey, Steve bir abaza. | Open Subtitles | ستيف خرج معها في أحد المرات نعم ، ستيف شهواني |
Bak, o çığrından çıkmıştı. Bu olur. İnsanlar çığrından çıkar. | Open Subtitles | اسمعي، لقد خرج عن شعوره، هذا يحدث الناس يخرجون عن شعورهم، حدث لي هذا |
Birkaç yıl önce, Fransız Edebiyatı'nda doktora yapan birisiyle çıkmıştı. | Open Subtitles | حسنا، قبل عدة سنين هو خرج مع فتاة لديها دكتوراة في الأدب الفرنسي. |
Her şey kontrolden çıkmıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum. | Open Subtitles | خرج كلّ شيء عن السيطرة، لم أعد أعرف ما العمل. |
Balkona hava almaya çıkmıştı. Kahretsin! | Open Subtitles | خرج إلى الشرفة ليستنشق بعض الهواء , تباً |
Yeni bir lastikle çıkmıştı, piste giriş turu yaptı. | Open Subtitles | ،لقد خرج بإطارات جديدة لقد أنهى اللفة الأولى |
İtalyan takımı giymiş gayet süslü bir adam, Pico Caddesi'ne çıkmıştı. | Open Subtitles | رجل خرج من هذا المكان الايطالي الخيالي للهوى في بيكو |
Ama 36. kurbanını öldürdüğünde bağımlılığım kontrol dışına çıkmıştı. | Open Subtitles | و مع مرور الوقت قتل ستة و ثلاثين روحاً و مع ذلك إدماني خرج عن السيطرة و كنت |
Boşandıktan sonra baban annemle çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد واعد والدك أمي بعد الطلاق |
Başkalarıyla da çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد واعد مِن قبل. |
4 Ekim'de de bölgesi dışına çıkmıştı, Hasbro. | Open Subtitles | وخرج عنه في الرابع من أكتوبر أيضا يا هاسبرو |
Seni en son gördüğümde işler biraz çığrından çıkmıştı. | Open Subtitles | .. حسناً ، آخر مرة رأيتكم الأمور كانت قليلاً خارجة عن السيّطرة |
Bir süre Jensen ile çıkmıştı. Aptal bir sakalı vardı. | Open Subtitles | أتعلم لقد واعدت "جنسن" لفترة كان لديه هذة الذقن الجنونية |
Tamamen kontrolden çıkmıştı. T-bird, geldiğinde "ikisini de hakladı. | Open Subtitles | كان خارج السيطرة تى بيرد قال عنة هذا |
Yeni spor ayakkabılarını denemeye çıkmıştı. | Open Subtitles | و كان خارجا لتجربة حذاء الركض الجديد تلك |
Patlamadan sonra haberlerde kısa da olsa görüntüsü çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد ظهرت في الأخبار بعد إنفجار القنبلة |
Çocuk ellerini böyle koymuştu... ve iki dişi öne doğru çıkmıştı. | Open Subtitles | وكان فاقداً إثنين من أسنانه الأمامية. |
All-star maçları sırasında bir şey olmuştu Doug'ın dergilerde, bir garson kızla resimleri çıkmıştı. | Open Subtitles | حصل أمر أثناء المباراة .. التي تجمع كل النجوم صور لـ(دوغ) في صحف الفضائح وبرفقته نادلة في ملهى |