İnsanlar artık evlerinden dışarı pek çıkmıyorlar. | Open Subtitles | الكثير من الناس الآن لا يخرجون من بيوتَهِم كثيراً. |
Çoğu meslektaşımın aileleri var ve hiç dışarı çıkmıyorlar. | Open Subtitles | معظم زملائي لديهم عائلة لذا فهم لا يخرجون كثيراً |
İnsanlar o çukura girdiklerinde aynı çıkmıyorlar demişti. | Open Subtitles | قال إنّه حين يغطس الناس في الينبوع يخرجون أناسًا مختلفين. |
Orada olduklarını biliyorum ama her zaman düzgün çıkmıyorlar. | Open Subtitles | ولكن لا يخرجون بالطريقة الصحيحة دائماً |
Hiç dışarı çıkmıyorlar. | Open Subtitles | لا يخرجان للتسكّع أبدًا |
Çok fazla dışarı çıkmıyorlar! | Open Subtitles | إنهما لا يخرجان بما فيه الكفاية! |
Pek fazla birlikte dışarı çıkmıyorlar, değil mi? | Open Subtitles | لا يخرجون من منزلهم كثيراً ، صحيح؟ |
Ne yazık ki, Amerika'da bebekler kola kutularından çıkmıyorlar. | Open Subtitles | (للأسف الأطفال في (أمريكا لا يخرجون من علب الكولا |
Hiç çıkmıyorlar ki. Anam, oğlum, gelinim... | Open Subtitles | فلا يخرجون من مُخيّلتي |
Rafi'nin şehir dışından çok özel konukları var onlara sevgi gösterelim çünkü anlaşılan pek sık dışarı çıkmıyorlar. | Open Subtitles | رافي) لديه ضيفان مميزان) من خارج المدينة فلنرهم بعض الحبّ لأنّني لا أظنّهما يخرجان كثيراً |
- Hiç dışarı çıkmıyorlar. | Open Subtitles | -لا يخرجان أبداً للخارج |