Seninle Çıktığımız sıralarda, yaşam koçunla çalışma grubu hakkında konuşman. | Open Subtitles | محادثاتكم مع مدرب حياتك عن مجموعة الدراسة عندما كنا نتواعد |
Bay Forman'la ben Çıktığımız zaman... sinemanın önünde onu bir kızı öperken görmüştüm... ve onu affetmiştim. | Open Subtitles | عندما كنت انا وفورمان نتواعد رايته يقبل فتاه اخرى في قاعه السنما |
Çıktığımız günden beri bana bir prensesmişim gibi davranıyor. | Open Subtitles | عاملني كالملكة منذ اليوم الذي بدأنا نتواعد فيه |
New Orleans'dan yolculuğa Çıktığımız birbirimize yemin ettiğimiz o günü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرين مالذي تعاهدنا عليه لبعضنا في اليوم الذي غادرنا فيه نيو اورلنز؟ |
Çıktığımız o akşamki davranışlarımdan her zaman pişmanlık duymuşumdur. | Open Subtitles | أنا دائماً أندم على الطريقة التي تصرفت بها ذلك المساء عندما خرجنا |
Çıktığımız anda hemen kapat ve kilitle. | Open Subtitles | و لحظة خروجنا تخبطين الباب بشدة و تغلقيه |
Tıpkı Çıktığımız zamanlarda yaptığın gibi! | Open Subtitles | كما كنتِ تفعلين دائماً عندما كنَّا نتواعد |
Çıktığımız zamanki fotoğrafları biliyorsun. Hala sendeler mi? | Open Subtitles | أتعرف صورنا تلك عندما كنا نتواعد هل لازالت عندك؟ |
Çıktığımız sürece bununla dışarıya çıkmamıştık. | Open Subtitles | لم نخرج بهذا الشيء طوال كل الوقت الذي كنا نتواعد به |
Marge, dışarıya Çıktığımız zamanlardan kalan herşeyi saklamış. | Open Subtitles | مارج احتفظت بكل هذه الأمور منذ أن كنا نتواعد |
Çıktığımız altı ay boyunca, belki de yüz tane bahane uydurdun. Yapma, 100 mü? | Open Subtitles | خلال الستّة شهور الأخيرة والتى كنا نتواعد فيها أختلقت مئات الأعذار |
Çıktığımız zamanlarda neredeyse beraber yaşıyor gibiyken bile birbirimizi bu kadar deli etmemiştik. | Open Subtitles | عندما كنا نتواعد لقد كنّا عملياً نعيش سويّة ولم نقُد بعضنا البعض لهذا الجنون |
Sadece Baze bizden rol yapmamızı istedi diye bu aslında Çıktığımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس لأن "بايز" أجبرنا على الإدعاء بأننا نتواعد لا يعني ذلك بأننا نتواعد |
Sefere Çıktığımız gün babamız, gerçek bir kralın danışmanları dinlediğini fakat hep kalbine kulak verdiğini söyledi. | Open Subtitles | يوم أن غادرنا للقتال أخبرني أبي أن الملك الحق يفكر في نصيحة مستشاريه و لكن يجب أن يطيع ضميره |
Buradan Çıktığımız an yakalanırız. | Open Subtitles | إنّ غادرنا هذا المكان فكأننا نطلُب القبض علّينا |
Daha bunu Çıktığımız ilk akşam söyledim, ve işte, sekiz ay geçti, ama hala hiçbirşey değişmedi. | Open Subtitles | اخبرتها بذلك من اول ليله خرجنا فيها و ها هو .. بعد ثمانية اشهر .. |
Koydan dönerken, mağaradan Çıktığımız sırada, yemin ederim birdenbire bu kaplumbağa bana doğru gelmeye başladı. | Open Subtitles | إذا, لقد خرجنا من الغار وجدفنا من ذلك الكهف وأقسم, من اللامكان |
Çıktığımız saniye polisi arayacak. Yeniden hapse dönemem. | Open Subtitles | بمجرد خروجنا من هنا سوف تتصل بالشرطة وأنا لا أريد دخول السجن مرة أخرى |
Göreve Çıktığımız zaman her durduğumuzda çorap değiştirin. | Open Subtitles | "وحافظا على نظافة "الجوارب لأن هذه البلاد |
Bizi korudukları için, savaştan galip Çıktığımız için ekinlerimizi olgunlaştıran yağmur için ve tabii ki de, çocuklarımız için. | Open Subtitles | على حمايتهم لنا، ولسبب نجاحنا في خوض المعارك وعلى هطول الأمطار التي تتسبب في نمو محاصيلنا وبالطبع، نشكرهم على أنهم يرزقونا الذرية الصالحة |
Bence Çıktığımız ilk gece oraya gitmeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أن علينا الذهاب إلى هناك في أول ليلة نخرج فيها من هنا. |
Akşam Çıktığımız zaman bunlardan hiçbirini duymak istemiyorum, lütfen. | Open Subtitles | لا اريد ان اسمع هذة الاشياء عندما نخرج من فضلك انت تبدو مثل والدى |
Yemeğe Çıktığımız o akşamı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر تلك الليلة التي ذهبنا فيها إلى المدينة لتناول العشاء ؟ |
Bu, bizim atık su arıtma mühendisleriyle Çıktığımız bir Galapagos gezisinden bir fotoğraf. Bu mühendisler atık suyu arıtırlar. | TED | إذا هذه صورة من رحلة جزر جالاباجس التي قمنا بها مع بعض مهندسي معالجة مياه الصرف الصحي؛ انهم ينقون المياه العادمة. |
Bizim aramızda bir antlaşma var. Onunla dışarı Çıktığımız zamanlarda bir sorun çıkarsa, ben hemen araya giriyorum. | Open Subtitles | و هو و أنا لدينا اتفاق بخروجنا سوياً دوماً و التدخل في حال حصلت أي مشكلة |
İlk Çıktığımız zamanlar durmadan sevişirdik. | Open Subtitles | عندما بدأنا نخرج معا كانت علاقتنا الجنسية ثابتة |
Buradan Çıktığımız zaman hayatının geri kalanını bir hapishane hücresinde sidik birikintilerini paspaslayarak geçireceksin. | Open Subtitles | ..بمجرد أن نخرج من هنا سوف تقوم بمسح الفضلات في زنزانة في السجن لبقية حياتك.. |