Ama şimdi aniden bu mektup geldi. Bir de köydekine değil, Market Dorning'deki müdürlüğe çağırıyorlar. | Open Subtitles | ثم جاء هذا الخطاب يقول انه مطلوب للتحقيق, وليس هنا فى القرية بل فى "دورننك ماركت" |
Bugün, onları koruyacak birini çağırıyorlar. | Open Subtitles | واليوم يستدعون ذلك الذي يجب أن ينقذهم |
Bir uzman çağırıyorlar. Hiç olmamış gibi her şeyi silmesi gerekiyor. | Open Subtitles | سوف يطلبون أخصائياً و منْ المُفترَض أنْ يمسحَ كلَ ما حدث كما أنّه لم يحدث شئ. |
Beni Balon Çocuk diye çağırıyorlar. | Open Subtitles | ينادوني بـ "فتى الفقاعة". |
Sizi pediatrik yoğun bakım ünitesinden çağırıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يريدونكِ بالعناية الفائقة للأطفال -مَن هم؟ |
General? Toplantı odasına çağırıyorlar. | Open Subtitles | جنرال إنهم يحتاجونك في غرفة الإجتماعات |
Eğer saldırganın kim olduğunu biliyorlarsa bizi neden çağırıyorlar? | Open Subtitles | ان كانوا يعرفون من هو فإذن هو ليس بمتهم لماذا يتصلون بنا؟ |
- Seni çağırıyorlar. | Open Subtitles | ماذا ؟ انهم ينادونك |
Faces, Faces, Faces, Faces... (Anons) Faces, hadi yüzlerinizi tekrar görelim. Bizi sahneye tekrar çağırıyorlar, hadi. | Open Subtitles | هم ينادوننا على المسرح هيا بنا |
Sizi karargâhtan çağırıyorlar efendim. | Open Subtitles | إنّك مطلوب في القيادة يا سيّدي. |
Dans salonundan çağırıyorlar. | Open Subtitles | انت مطلوب في قاعة الرقص. |
Diğerlerini çağırıyorlar,.. ...onları biraraya getiriyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستدعون الآخرين أنهم يجمعونهم |
Acil durum personelini yukarı çağırıyorlar. | Open Subtitles | 30، إنهم يستدعون كل الأفراد للتأهب. |
memurlar yardım çağırıyorlar. | Open Subtitles | الضباط يطلبون المساعدة |
Beni çağırıyorlar. | Open Subtitles | يطلبون حضوري الآن. |
Beni çağırıyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينادوني. |
Sizi pediatrik yoğun bakım ünitesinden çağırıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يريدونكِ بالعناية الفائقة للأطفال |
Aman Tanrı'm- Set 2'den seni çağırıyorlar. | Open Subtitles | يحتاجونك في القسم الثاني |
Ama ben yapınca hemen güvenliği çağırıyorlar. | Open Subtitles | وعندما آخذ انا منه يتصلون بالآمن |
Seni çağırıyorlar. | Open Subtitles | انهم ينادونك |
İnliyorlar, atalarımız bizi çağırıyorlar. | Open Subtitles | أسلافنا يصدرون الأنين أنهم ينادوننا |
Şimdi ise para toplama brunch'larına çağırıyorlar. | Open Subtitles | .. الان يستدعونني لـ حفل إفطار لجمع التبرعات |
Bilgisayar Merkezi'ne çağırıyorlar. - Ben de seninle geleyim. | Open Subtitles | ـ يريدونني في مركز الحاسب ـ سأذهب معك. |
Girmem gerek. İçerden çağırıyorlar. | Open Subtitles | اذا , يجب عليّ الذهاب هم ينادونني |
Kaptan, sizi geri çağırıyorlar. | Open Subtitles | كابتن , انهم يطالبون برجوعك للمعركة |
Seni laboratuara çağırıyorlar. | Open Subtitles | يطلبونك بالمختبر. |
Sizi acele çağırıyorlar. | Open Subtitles | . سيدي , لقد تم استدعائك لضرورة هامة |