"çağırıyoruz" - ترجمة من تركي إلى عربي

• نستدعي
• ندعو
• بدعوة
• ندعوا
• ندعوك
• نستحضرك
• نستدعيك
• نستدعيكِ
• نُشهدك

Deneyden 3 ay sonra gerçeği söylemek ve yaptıklarını savunması için tüm denekleri geri çağırıyoruz.
بعد ثلاث شهور من التجربة، نستدعي كل حالة لنخبره الحقيقة ونسأله أن يبرر تصرفه

Öyle kalın. Yardım çağırıyoruz. Yardım geliyor şimdi.
سيدي لا تتحرك ابقى ساكنا نحن نستدعي المسانده نحن نستدعي المساعده

Hükümetleri, iş yerlerini, üniversiteleri, politikalarını değiştirmeye çağırıyoruz.
نحن ندعو الحكومات والشركات والجامعات، لتغيير سياساتهم.

Tüm hükümet güçlerini son saldırımıza katılmaya halkı da ayaklanmaya çağırıyoruz.
نحن ندعو الشعب و جيش الحكومة الانضمام الي هدفنا النهائي

Onu akşam yemeğine çağırıyoruz, bize faydası dokunuyor.... ...ve sen de hep bunu soruyorsun.
نَحن نقوم بدعوة هذا الرجل الطيب للعشاء مستغلين مهاراته المهنية وأنت دائماًّ

Biz alçakgönüllü bir kalbe sahip tövbekarlar... buradan onu çağırıyoruz.
نحن التائبون بقلب متواضع على هذه العتبة ندعوا

Bunu izliyorsanız bilin ki sizi de çağırıyoruz.
وإذا كنت تشاهد هذا اعلم أننا ندعوك

Bu ayinle, sizi çağırıyoruz.
بهذه الطقوس، نستحضرك.

Ey yüce amigo melekleri sizleri karanlıktan çağırıyoruz.
أو ملائكة الهتاف الجبارة نستدعيك من الظلام

Üçün gücü, çağırıyoruz onu,
قوة الثلاثة ، نحن نستدعيكِ

Seni çağırıyoruz!
نُشهدك

Bay Frank'i kürsüye çağırıyoruz.
نستدعي السيد فرانك لاندو إلى منصة الشهود

Biz, tövbeliler, âciz bir şekilde bu kapının eşiğinde seni çağırıyoruz.
نحنُ المنيبون بقلب خاضع على هذه العتبة نستدعي

Ambulans çağırıyoruz.
لا، يجب أن نستدعي سيارة الإسعاف

Allah'a inanan ve cenneti umut eden her Müslüman'ı Allah'ın emrine uymaya çağırıyoruz.
نحن ندعو كل مسلم مؤمن بالله ويأمل بجزائه ليُطيع ما أمر به

Varşova'nın güzel halkını şehrimizi ve milletimizi kurtarmaya çağırıyoruz!
ونحن ندعو جميع مواطني "وارسو" الصالحين لتحرير مدينتنا وأمتنا

Tanrının güçlerini çağırıyoruz!
نحن ندعو قوة الآلهة

Sayın Yargıç, Betty Suarez'i tanık olarak kürsüye çağırıyoruz.
فضيلتكم .. يرغب الدفاع بدعوة بيتي سواريز للمثول

Herkesi mi çağırıyoruz? Tabii ki "herkes"i değil.
هل قمنا بدعوة الجميع , كلا ليس الكل

Biz, alçakgönüllü tövbekarlar... bu eşiğin üzerinde onu çağırıyoruz... bu eşiğin üzerinde onu çağırıyoruz... aynada belirecek... aynada belirecek... bir geçit... dünyalar arasındaki dünyaya.
نحن التائبون بقلبٍ متواضع. على هذه العتبة ندعوا... على هذه العتبة ندعوا.

Tanrım seni Aidan ve Suzanna Waite için çağırıyoruz.
يا رب, ندعوك ,(في خدمة لـ (إيدين) و (سوزانا ويت

Frey, bereketin tanrısı, parlayan Frey, seni çağırıyoruz.
{\pos(190,210)} فري)، يا إله الرخاء)، فري) المشرق، إننا نستحضرك).

Biz, tövbeliler, âciz bir şekilde bu kapının eşiğinde seni çağırıyoruz.
نحنُ منيبون بقلب متواضع خلال هذه العتبة نستدعيك

Seni çağırıyoruz
إننا نستدعيكِ

Seni çağırıyoruz.
نُشهدك