Yine hangi çeşit bir bela çıkarmaya çabalıyor bu? İşte bakın. | Open Subtitles | ما نوع المشاكل التى يحاول ان يقوم بها الأن؟ هنا، إنظروا. |
ve kendini burdan çıkarmaya çabalıyor. | TED | وهو يحاول أن يحرك عضلاته لكي يرفع نفسه مما هو فيه |
Bu maymunun yerleri silip tavanı temizleyeceğini söylemiştin. Şuna bak, yerde yatmış nefes almaya çabalıyor. | Open Subtitles | قلت أن القرد سيمسح الأرضية وينظف المزراب والآن هو مستلقي هنا يحاول التنفس |
Belki de bu yüzden yeni dostluklar kurup insanları etkilemeye çabalıyor. | Open Subtitles | ربما لهذا يحاول بجهد تكوين صداقات والتأثير على الناس |
Layla, yalnız olacağı sessiz, güvenli bir yer bulmaya çabalıyor. | Open Subtitles | تكافح ليلى من أجل العثور على مكان هادئ, وأمن, لتكون وحيدة |
Bilmem. Uğraşıyor en azından. İşleri düzeltmek için epey çabalıyor ve ben ona hiç yardımcı olamıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم فهو يحاول إنه يحاول تحسين الأمور ولكني لا أساعده |
İnsanlar çok eski zamanlardan beri... maddi dünyayı sınıflandırmak için çabalıyor. | Open Subtitles | ظلّ يحاول الناس تصنيف العالم المادّي منذ العصور القديمة، اليونانيون على سبيل المثال اعتقدو بوجود |
"Neden bu adam tüm ülkeyi gezip ailesini görmeye çabalıyor?" diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا اتعجب لماذا يحاول هذا الرجل أن يرى عائلته كاملة فى جميع انحاء البلاد الجميع فى رحلة واحدة |
"Neden bu adam tüm ülkeyi gezip ailesini görmeye çabalıyor?" diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا اتعجب لماذا يحاول هذا الرجل أن يرى عائلته كاملة فى جميع انحاء البلاد الجميع فى رحلة واحدة |
O ne yapıyor? Uyuşturucu testinin pozitif çıkmasına çabalıyor. | Open Subtitles | يحاول أنْ يخضعه لفحص حتـى تظهر نتيجة إيجابية لتعاطي المخدرات |
Jesse çabalıyor ama hayat bir peri masalından ibaret değil, tabii. | Open Subtitles | إنه يحاول بأقصى جهده ولكن الأمور ليست جيدة دائماً |
Kafasındaki mükemmel fantezisini oluşturmaya çabalıyor ilk üçünde bunu beceremedi. | Open Subtitles | و الذي يقوم بتعذيب ضحاياه نظن انه يحاول ان يتقن وهما فشل فيه 3 مرات |
İşleri düzeltmek için epey çabalıyor ve ben ona hiç yardımcı olamıyorum. | Open Subtitles | أنه يحاول أن يجعل الأمور أفضل و أنا لم أستطيع تقديم المساعدة اطلاقاً |
İşleri düzeltmek için epey çabalıyor ve ben ona hiç yardımcı olamıyorum. | Open Subtitles | أنه يحاول أن يجعل الأمور أفضل و أنا لم أستطيع تقديم المساعدة اطلاقاً |
Hâlâ çabalıyor. Tüm esprilerine de gülüyordur, değil mi? | Open Subtitles | هو لا يزال يحاول اقصد انا اراهن انه لا يزال |
Biliyorum ama insanlığını geri kazanmak ve kendini affettirmek için o kadar çabalıyor ki. | Open Subtitles | أعرف , لكنه كان يحاول جاهدا إصلاح نفسه ليصبح إنسانا أكثر |
Böyle korkunç bir şeyi anlamaya mı çabalıyor? | Open Subtitles | يحاول بأن يلّف دماغه الصغير نحو شيءٍ فظيع؟ |
Yeni bir aile kurmaya çabalıyor. Bu çok zor bir durum. | Open Subtitles | ولكنه مجرد رجل إنه يحاول أن يكون عائلة جديدة |
Kardeşim çıktığından beri, yemin ediyorum çabalıyor. | Open Subtitles | منذ أن أُطلق سراح أخي وهو يحاول أن يحسن تصرفه |
Annenin de kötü bir anne olduğunu düşünmüyorum fakat bazı başka işlerle çabalıyor. | Open Subtitles | وأنا لا أعتقد أنها أم سيئة لكنها تكافح مع أشياء أخرى |
Daha fazla çabalıyor. | Open Subtitles | يبذل جهداً مضاعفاً. |
Annie çok neşeli bir kız değil ama çok çabalıyor! | Open Subtitles | آني لا تجيد العزف على الكمان لكنها تبذل أقصى جهدها |