| Hem benimle, hem de benimle çalışıyor ve onun çevre işlerini yönetiyorum, evet. | Open Subtitles | معي هو يعمل معي في ذلك وانا اتول ادارة .بيئة عمله , نعم |
| O dünyadanın en büyük şirketlerinden birisinde çalışıyor ve ben onun kendisinin daha iyi hissetmesi için çabalıyorum. | TED | هو يعمل في إحد أكبر الشركات في العالم. وأنا الآن أحاول أن أجعله يشعر بشعور أفضل. |
| Bir komedyenle çalışıyor ve malzemeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | هو يعمل بمجلة صور متحركة الذي يحتاج المادّة. |
| Sonra gitar sahneye çıkıyor, vuruş uzuvları falan onların üzerinde çalışıyor, çalışıyor ve çalışıyorlar. | Open Subtitles | و ثم ذلك القيثار على المنصة, مثل العضو النابض وهم يتدربون عليه, و يتدربون, و يتدربون |
| Ve sadece Ocak 2005'ten beri bizimle çalışıyor, ve diğer tüm gelişmeler ondan önce gerçekleşti. | TED | وهو يعمل موظف لدينا فقط منذ يناير عام 2005، غير ذلك كل النمو كان قبل. |
| Şuan birçok kişi bana yardım etmeye çalışıyor ve daha kötüye gidiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | ويبدو أن هذا ينقلب دائماً للأسوأ. |
| Komşum ücretsiz klinikte çalışıyor, ve geçen gün onu klinikte gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | جاري يعمل في العيادة المجانيه وقد قال أنه رائها هناك ذلك اليوم |
| Şimdi Flensburg yakınlarındaki Gottrupel'de tarım işçi olarak çalışıyor ve Franz Lang ismini kullanıyordu. | Open Subtitles | الآن هو يعمل كعامل زراعي "في "جوتربل" قرب "فلينزبيرغ "تحت إسم "فرانز لانج |
| NSA'da yazılım mühendisliği alanında çalışıyor ve bana yasadışı takip üzerine yeminli ifadelerinin yer aldığı bir sürü belge verdi. | Open Subtitles | هو يعمل في هندسة البرامج لدى وكالة الأمن القومي وقد أعطاني حزمة مستندات عبارة عن نُسخ نصّية من شهادته التي يصف فيها مُراقبة غير قانونية |
| Çok çalışıyor ve İtalya'da yaşıyor. | Open Subtitles | هو يعمل كثيرا ويعيش في أيطاليا. |
| Çok çalışıyor ve İtalya'da yaşıyor. | Open Subtitles | هو يعمل كثيرا ويعيش في أيطاليا. |
| Kendisi hâlâ CDC'de çalışıyor ve benim komutam altında. | Open Subtitles | هو يعمل لصالح "مركز السيطرة على الأمراض" وهو تحت قيادتي |
| Gün boyu kanepede yatarak kadın programları seyrettiği için ona müdahale terapisi yaptılar, şimdi çocuk eczanede çalışıyor ve eve çıktı. | Open Subtitles | الذي كان يضطجع على الأريكة طوال اليوميشاهدالبرامجالتلفازية.. ثمّ رتّبوا "تدخلاً" كهذا، والآن هو يعمل في صيدلية، ولديه شقة |
| Demek ki XR-50 çalışıyor ve iyi durumda. | Open Subtitles | الأكس أر50 )مازال حي و هو يعمل الأن) |
| Aslında o şu anda benimle Liquid Su davasında çalışıyor ve haftalardır bu iş üstünde. | Open Subtitles | على دعوى لكويد ووتر , وهو يعمل عليها منذ أسابيع , وأنا أتمنى أن أفعلها ولكني لا أستطيع لا أستطيع أن أفعلها |
| Hareket algılayıcılarıyla çalışıyor ve sızılması imkânsız. | Open Subtitles | وهو يعمل على أجهزة استشعار الحركة ومستحيل إختراقه... |
| Şu an birçok insan bana yardım etmeye çalışıyor ve daha kötüye gidiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | "الكثير من الناس يحاولون مساعدتي حالياً، ويبدو أن هذا ينقلب دائماً للأسوأ." |
| müstakbel kocası Jeff, Canon'da çalışıyor ve Natasha ile Olimpiyat köyünde tanışıyor | TED | جيف الذي تزوجها بعد ذلك كان يعمل في كانون للكاميرات، و قابل نتاشا في القرية الألومبية. |