Okudukları bölümle ilgili bir işte çalışan insanlara. | TED | أولئك الذين يعملون في وظيفة لها علاقة بتخصصهم الجامعي. |
Ağlarla çalışan insanlara bir öneri: bitkiler sizlere nasıl ağlar geliştirebileceğiniz hakkında iyi öneriler verebilirler. | TED | وكأقتراح لاولئك الذين يعملون في مجال الشبكات ان النباتات قادرة على اعطائكم بعض الاقتراحات عن كيفية تطوير الشبكات |
Benim için çalışan insanlara saygılı olmalısın. Bu kabul edilemez. | Open Subtitles | يجب عليك احترام الناس الذين يعملون لدي هذا غير مقبول ؟ |
Bu kulüpte yıllardır çalışan insanlara. | Open Subtitles | أناس عملوا لسنوات في هذا النادي |
Bu kulüpte yıllardır çalışan insanlara. | Open Subtitles | أناس عملوا لسنوات في هذا النادي |
Hayatlarını düzene sokmaya çalışan insanlara karşı şüphe duyuyormuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر كأنني أشك في الناس الذين يعملون بجهد ليعيشوا معا |
Yani senin için çalışan insanlara bir bak. | Open Subtitles | انظري إلى هؤلاء الأشخاص الذين يعملون لديكِ |
Benim için çalışan insanlara saygılı olmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك احترام الناس الذين يعملون لدي . |
Bunun bir kısmı Gavin'in toplumsal adalete olan bağlılığından ama diğer kısmı ise Hooli'de çalışan insanlara olan özel bağlılığından dolayı. | Open Subtitles | (جزء منها لـ(غافين الالتزام بالعدالة الاجتماعية ولكن جزءاً منه هو الألتزام الشخصي (للأشخاص الذين يعملون في (هولي |
CA: Edward Snowden, konuşmasının ardından, aşağıdaki holde volta atarken, bir takım insanlarla konuştuğunu duydum, insanlara ona UGA'nın geneli hakkında ne düşündüğünü sordu, sizinle çalışan insanlara karşı oldukça iltifat doluydu, ve gerçekten işini doğru yapmak isteyen tutkulu bir çalışan grubunun olduğunu söyledi., sorunların kötü tasarlanmış politikalardan kaynaklandığını söyledi. | TED | كريس: ادوارد سنودين, بعد محادثته وهو يتجول هنا في الروبوت الخاص به, ولقد سمعته يقول لبضع اشخاص , سألوه عن رأيه في وكاله الامن القومي المريكيه وكان مادحا جدا للاشخاص الذين يعملون معكم قال انهم مجموعه شغوفه من الموظفين الذين يعملون من اجل القيام بما هو صحيح. وان المشكله جاءت من فقط بعض السياسات السيئه. |