Eğey Bay Keats veya ben çimenlerde geziniyorsak, sedirde uzanıyorsak ya da bir duvara dik dik bakıyorsak çalışmıyoruz sanmayın. | Open Subtitles | إذا كنا انا او السيد كيتس نجلس على الاريكة او نحدق بالحائط او اي شيء فلا تعتقدوا اننا لا نعمل, |
Birlikte çok çalışmıyoruz ama çalıştığımızda da hiçbir sorun çıkmıyor. | Open Subtitles | نحن لا نعمل مع بعضنا كثيرًا، لكننا نفلح حين نفعل. |
Bizler kütüphaneler, ve kataloglama sistemleri gibi çalışmıyoruz. | TED | نحن لا نعمل مثل المكتبات ونظم الكاتالوجات وهكذا دواليك. |
gibi bir şey. Sorunu çözmeye çalışmıyoruz. | TED | فنحن لا نحاول بهذا التصرف حل تلك المشكلة. |
Bir işveren pahasına kendimizi bulmaya çalışmıyoruz. | TED | لا نحاول أن نجد أنفسنا على حساب صاحب العمل. |
Biz atıklarımızı düzgün bir biçimde yok ediyoruz. Biz güvenlik prosedürlerine uyuyoruz, patojenler ile çalışmıyoruz. | TED | علينا التخلص من النفايات بشكل صحيح، ونحن نتقيد بإجراءات السلامة، نحن لا نعمل مع مسببات الأمراض. |
Ve aslında özel olarak bunun üzerinde çalışmıyoruz ancak bu, hayallerimizi devam ettiriyor. | TED | في الواقع، نحن لا نعمل على هذا الآن، أعني على هذا الشيء بالضبط، لكن هذا يحفز خيالك. |
Yağmayı durdurmak için tüm ekipman ve teknolojiye sahip bir nesiliz ama yeterince hızlı çalışmıyoruz. | TED | نحن الجيل الذي يملك كل الأدوات والتكنولوجيا لإيقاف النهب، ولكننا لا نعمل بالسرعة الكافية. |
Sana söyledik, başka bir stüdyo adına falan çalışmıyoruz. | Open Subtitles | لقد قلنا لك، نحن لا نعمل من أجل ستديو آخر |
Aynı şeyin peşindeyiz. Neden bunda beraber çalışmıyoruz? | Open Subtitles | نحن نسعي خلف هدف واحد لما لا نعمل سويا ؟ |
Bunun üzerinde neden sabah çalışmıyoruz. Bu sadece ilk durak. | Open Subtitles | حسناً، لمَ لا نعمل على هذا في الصباح، إنه توقف من أجل الراحة فقط |
Birlikte çalışmıyoruz bunu aklından çıkarma. | Open Subtitles | نحن لا نعمل معاً، أبقي هذا في ذهنك نحن لا نعمل معاً |
Bugün çalışmıyoruz, tatildeyiz. Bu koca otobüste stres atmayacaksanız... nerede atacaksınız? | Open Subtitles | نحن لا نعمل اليوم نحن في إجازة و إذا كنتم لا تستطيعون البقاء في هذه الحافلة المضحكة |
- Dinle beni, annen ve ben sırf sen başına buyruk ol diye gece gündüz çalışmıyoruz. | Open Subtitles | لم نعمل أنا و أمك بهذا الجد كي تسير أنت عشوائياً |
Sıçrayıp şut atma üstüne çalışmıyoruz neden o kadar yüksekten attın? | Open Subtitles | اننا لا نعمل على القفزات لذا لماذا لعبتها بتلك الطريقة |
Genelde müşteri memnuniyeti için çalışmıyoruz. | TED | و بشكل عام لا نحاول أن نرضي الزبون هنا. |
ama hayvanların kederi farklı bir şey çünkü biz burada hayvanların aklını okumaya çalışmıyoruz. | TED | ولكن حزن الحيوانات أمر مختلف، لأننا لسنا نحاول قراءة أفكار الحيوان، |
Onlara ne olmaları gerektiğini söylemeye çalışmıyoruz. | TED | نحن لا نحاول أن نخبرهم من من المفترض أن يكونوا. |
Sakin ol doktor. Tedavinin önemini küçültmeye çalışmıyoruz. | Open Subtitles | الآن ، أيها الطبيب ، إننا لا نحاول التقليل من شأن العلاج |
Tıp fakültesini falan kazanmaya çalışmıyoruz ki. | Open Subtitles | نحن لا نسعى لأن نكمل دراستنا بعد الثانوية. |
Artık birlikte çalışmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نَعْملُ سوية أكثر |
Philip, insan üremesini durdurur dedin ya, biz insan ırkını bitirmeye çalışmıyoruz. | Open Subtitles | (فيليب), أنت عندما تقول أنه يوقف التناسل البشري, نحن لا نبحث على إنهاء السلالة البشرية. |
Senin gibi sadece Noel'de çalışmıyoruz. | Open Subtitles | آسفة، لا يتسن لجميعنا العمل لليلة واحدة في السنة |