Öğle yemeğine çıktığımızda, seninle çalışmak için sabırsızlanıyordum. İyi bir ajandın. | Open Subtitles | عندما تناولنا الغداء معا, لقد تطلعت للعمل معك أنت عميل جيد |
Asıl materyalim demirdir ama camla çalışmak için fazla fırsat yakalayamıyorum. | Open Subtitles | مادتي الأولية هي الحديد لكنني لم أحظَ بفرص كثيرة لأعمل بالزجاج |
Bunların bazıları coğrafi zorluklara rağmen, problemler üzerinde çalışmak için haftada bir buluşan fiziksel gruplardı. | TED | بعض هذه المجموعات كانت للدراسة معاً عبر التوزيع الجغرافي لتواجدهم ويلتقون بصورة أسبوعية للعمل على حل المسائل. |
İtalya'daki kardeşini görmek ve üzüm toplama işinde çalışmak için. | Open Subtitles | لكي تلتقي بأختها في ايطاليا و لتعمل هناك بقطف العنب |
Ama hayatımdaki tüm senaryolara çalışmak için vaktim yok o nedenle, sen buradasın. | Open Subtitles | لكنّي لا أملك الوقت الكافي لدراسة جميع السيناريوهات في حياتي لذلك، أنت هنا |
Evet, ama aslında çalışmak için değil. | Open Subtitles | هذا صحيح ولكن لم أترك المدرسة من أجل العمل |
Bunu anlamaya çalışmak için evren hakkında bildiklerimizi ele alabiliriz. | TED | فلنرجع إلى ما نعرفه حول الكون لمحاولة فهم ذلك. |
Evet, doğru. Danimarka'da tek başına çalışmak için bunun onaylanmasını bekleyemem. | Open Subtitles | لا أريد الإنتظار لكي تتم الموافقة على العمل بمفردك في الدنمارك |
Bir mimarlık firmasına çalışmak için gittim ve en sonunda bu konuda meslektaşlarım ile görüştüm ve fikrimi beğendiler. | TED | لكنني عدت إلى العمل في شركة للهندسة المعمارية، وتحدثت مع زملائي عنها، وأحبوا الفكرة. |
Ve birşey daha. FM ile çalışmak için bir planım v ar. | Open Subtitles | وشئ اخر لدى خطه للعمل مع ال أف أم سوف ادمج هذا |
Senin çalışmak için karlı bir tıp dalından vazgeçmeyen adamla aynı şekilde mi? | Open Subtitles | الأمر عينه مع رجلٍ لا يتنازل عن عيادةٍ طبيّةٍ مجزيةٍ ليأتي للعمل معكَ؟ |
Bilin bakalım dev uzay lazeri projesinde çalışmak için güvenlik onayını kim alamadı? | Open Subtitles | خمّنوا من لم يحصل على تصريح أمنيّ للعمل على الليزر العملاق الفضائي ؟ |
ve bu benim için bir sürpriz oldu, Çünkü gerçekten işe alındım. kuantum bilgisayarı üzerinde çalışmak için | TED | وكان ذلك مفاجئاً لي لانه في الواقع تم توظيفي لأعمل في حسابات الكم |
çalışmak için bir bahçe nerede bulurum, söyler misiniz lütfen? | Open Subtitles | أيمكنكم أن تخبروني أين يمكنني أن أجد حديقة لأعمل بها ؟ |
çalışmak için bir güne daha ihtiyacım var, Tanrım. Yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | يلزمني يوماً واحداً للدراسة يا إلهي، تلزمني مساعدتك |
Ders çalışmak için çok uygun olan bir tavan arası. | Open Subtitles | العلية التي من شأنها أن تكون مكانا حقا كبيرة بالنسبة لك للدراسة. |
Geleneksel ampuller işte bu şekilde çalışmak için tasarlanmıştır ve bu büyük savurganlıktır. | TED | هذه هي الطريقة التي صُممت لتعمل بها المصابيح التقليدية وهي السبب في أنّها كثيرة الهدر. |
...az bilinen bir madde üzerinde çalışmak için... ...uluslararası araştırmacılardan oluşan bir takım oluşturdum. | TED | لدراسة مادة لم تدرس إلا قليلا .ونجدها عند الناس في كل مكان |
Evet, eğer çalışmak için yeterince gücün kaldıysa. | Open Subtitles | أجل , لو أن لديك قوى متبقية من أجل العمل |
Eğer beni geri kazanmaya çalışmak için geldiysen, unut bunu. | Open Subtitles | إن كنتي أتيتي هنا لمحاولة إعادتي فانسي ذلك |
Jeff düşünürken, tek yapmam gereken patronunu 1 haftalığına Jeff'in yerine çalışmak için ikna etmekti. | Open Subtitles | بعد أن إنضم جيف معي لم يبقى لي سوى أن أقنع مديره لكي أحصل على العمل |
çalışmak için daha fazla gaz satın almak. | Open Subtitles | أشتري المزيد من الوقود للعودة إلى العمل. |
Belli ki Belphegor üzerinde çalışmak için kendini uyanık tutuyordu. | Open Subtitles | من الواضح أنه ابقى نفسه مستيقظا ليعمل على لغز بيلفيجور |
Her boş dakikanızı sınava çalışmak için harcamalısınız. | Open Subtitles | عليكم ان تقضوا كل وقت متاح أمامكم للمذاكرة له |
Biraz çalışmak için sakin bir yer lazım. | Open Subtitles | لا نحصل على الكثير من تلك الاشياء حسنا نحتاج مكان ما هادىء لنعمل بعض الوقت |
Birçok Meksikalı Detroit'e araba fabrikalarında çalışmak için gelirmiş yani bizler işçi sınıfı ailelerdik, çalışmak bizim cezamızdı. | Open Subtitles | المكسيكيين جائوا لديترويت . ليعملوا في مصانع السيارات لذا كنا من طبقة العمالة ، . أعمال شاقة |
İşten ayrıldım, yüksekokula bunların etkilerini çalışmak için döndüm. | TED | استقلت، وعدت إلى الدراسات العليا لأدرس تأثيرات هذا الأمر. |
Asakusa'daki Junikai-shita'da çalışmak için Kanazawa'yı terk etti. | Open Subtitles | تَركتْ كانازاوا للعَمَل في جونياكي شيتا في اساكوسا |