Bu sonuçlar birkaç senelik çok sıkı çalışmanın ardından elde edildi. | TED | لقد حصلنا على هذه النتائج بعد عدة اسابيع من العمل المضني |
Ama yüklenici savunucusu olarak 30 dakika çalışmanın ardından, çok geçmeden sanal alem hakkındaki fikrimin birazı aklıma geldi. | TED | ولكن بعد 30 دقيقة من العمل كمقاول دفاع، علمت فورا أن فكرتي عن السيبرانية كانت إلى حد ما خاطئة. |
Ama Bay Welch sizinle çalışmanın yaz okulu yerine geçebileceğini söyledi. | Open Subtitles | ولكن السيد ويلش قال أن العمل معك يمكن أن يأخذ مكانه |
Cennette çalışmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ederdim. | Open Subtitles | دائما تساألت عما سيكون الأمر . مثل العمل في الجنة |
144 tane ayrı lisansüstü çalışmanın ve özgün bir tezin bitirilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | تطلب ذلك دراسة 144 وحدة من المواضيع الجامعية و كتابة فرضية حقيقية |
Bert Cooper özellikle sizinle çalışmanın eşsiz bir keyif olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول بيرت كوبر بأنه سرور فريد من نوعه جرّاء العمل معك |
Hastanede çalışmanın en güzel yanı her türlü tıbbi bakıma ulaşabilmemiz. | Open Subtitles | أروع ما في العمل بمستشفى هو الحصول على كل أنواع الرعاية |
Kimliğini belli etmeden çalışmanın ilk kuralı ortama uyum sağlamaktır. | Open Subtitles | تعرفين أنّ أوّل قاعدة في العمل متخفّياً أن يندمج المرء |
Adamlarına burada çalışmanın benim için tehlikeli, onlar için tehlikesiz olduğunu mu söyleyeceksin? | Open Subtitles | يمكنك ان تخبر الاخرين انه خطر علي العمل هنا لكن ليس خطرا عليهم |
Dediğim gibi, ben çok çalışmanın başarının anahtarı olduğuna inanırım. | Open Subtitles | كما كنت أقول أعتقد أن العمل الجاد هو مفتاح النجاح |
Onlarla birlikte çalışmanın onlar için çalışmaktan farklı olduğunu anlamak zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تدرك حقيقة أن العمل معهم ليس مثل العمل لديهم |
Ama bu konu tartışmalı ve şüpheli olmuştur çünkü sosyal adalet için çalışmanın aslında ne olduğu hakkında konuşmayı bıraktık. | TED | لكنها أصبحت مثيرة للجدل ومبهمة، لأننا توقفنا عن الكلام عما يبدو عليه العمل في العدالة الاجتماعية. |
Living Goods gibi diğer ortaklarla birlikte çalışmanın bu sorunu gerçekten çözmemize yardımcı olacağını fark ettik. | TED | أدركنا أن العمل بالشراكة مع آخرين مثل ليفينج جوودس سيساعدنا حقًا على حل هذه المشكلة. |
Size hikayemi anlattım çünkü tedavi sürecinde çalışmanın sunduğu faydaları bilmenizi istedim. | TED | لقد أخبرتكم قصتي لأنني أريد منكم أن تعلموا ما استفدته من العمل خلال العلاج. |
Uzayda çalışmanın özelde üç saç ayağı vardır. | TED | وهناك ثلاثة أسس العمل في الفضاء من القطاع الخاص. |
Tule, Kaliforniya'ya özgü bir kamıştır ve onunla çalışmanın en güzel tarafı çok lezzetli kokmasıdır. | TED | تول هو نوع من القصب الذي يعود اصله الى كاليفورنيا و من افضل الاشياء اثناء العمل به ان رائحته شهية |
Pişmanlığın acısı sıkı çalışmanın acısından çok daha büyüktür. | TED | ألم الندامة أكبر بكثير من آلم العمل المتعب. |
Bu işbirliği içinde olduklarımızla çalışmanın belki de en önemli ve değerli yanı, insansız hava araçlarımızı nasıl daha iyi hale getireceğimiz konusunda bize verdikleri geribildirimler. | TED | ولعل الجزء الأفضل والأكثر جدوى حول العمل مع المتعاونين هي التغذية الراجعة التي يعطونا حول كيفية تحسين طائراتنا. |
Bu en azından harika bir çalışmanın öngörüsü. | TED | حسنا ذلك ما توقعته على الأقل دراسة واحدة رائعة. |
Aynı zamanda, bir çalışmanın kolayca anlaşılabilmesinden emin olmak. | TED | هو أيضًا يعني أن تكون متأكدًا من أن هذه الوثيقة أو الدراسة سهلة الفهم. |
Çocuklara odaklanmanın, çalışmanın, faturaları ödemenin ve birbirine ilgi göstermemenin nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | تصبين تركيزك على الأطفال والعمل ودفع الفواتير وحينها تتوقفين عن الانتباه لبعضكن البعض |
Her zaman yaptığın gibi, sanki bir sonraki çalışmanın parçasıymışız gibi. | Open Subtitles | كما كنت دائما تفعل كما لو اننا جزءً من دراستك القادمة |
çalışmanın hastaneye taşınmasını istiyorum, kısıtlama olmadan ve ek fonla birlikte. | Open Subtitles | أسمح للدراسة بالعودة مرة أخرى إلى المستشفى دون قيود وبتمويل إضافي. |
Asıl sorun anılarını unutman değil, anılarını unutmamaya çalışmanın yarattığı sonuçlar. | Open Subtitles | هذا لا يحصل ..بسبب فقدانك ذاكرتك بل نتيجة محاولتك الاحتفاظ بها |
Bu gece seninle tekrar çalışmanın beni ne kadar heyecanlandırdığını tarif edemem. | Open Subtitles | ولا أستطيع أن أصف لك, كم أنا مُتحمس للعمل معك مُجدداً الليلة |
Bu sıkı çalışmanın tam karşılığı var elimde. Ev yapımı reçel. | Open Subtitles | حسناً، أحضرت لكِ العلاج المناسب لعملكِ الشاق مربى أعددتها في المنزل |
Burada çalışmanın asıl amacı beni artık eski öğrencin olarak tanıtmana gerek olmamasıydı. | Open Subtitles | كان المقصود من عملك هنا حتى لايجب عليك أن تعاملني كطالبة لديك |
çalışmanın bitme zamanı. | Open Subtitles | وقت الدّراسة إنتهى الأن |