İstilacılar Rusların geride bırakmak zorunda kaldıkları her şeyi yok etmeye çalıştıklarını anladılar. | Open Subtitles | لقد وجد الغزاه أن الروس يحاولون تدمير كـل شـىء سيضطـرون إلـى تـركـه خلفهم |
Kış kampımızdan dönüyorduk ve dostlarınızın Ke'yi almaya çalıştıklarını gördük. | Open Subtitles | كنا عائدين من معسكرنا الشتوي ورأينا أصدقائك يحاولون أخذ الكيه |
Birinin anneme zarar verdiğini ve bana ulaşmaya çalıştıklarını biliyor. | Open Subtitles | إنه يعرف بأن شخصاً يؤذي أمي وأنهم يحاولون النيل مني |
Demek onunlaydınız. Beni neden öldürmeye çalıştıklarını bulması için tutmuştum. | Open Subtitles | نعم, لقد استعنت به لكى يكتشف لماذا حاولوا قتلى |
Eğer söylediğin gibi profesyonel katil olsalar bile, kimler için çalıştıklarını bize söylemediler. | Open Subtitles | فلو كانا قتلة محترفان كما تقول فلن يخبرانا أبدا عن الشخص اللذان يعملان معه |
İçeri birini sokup nasıl çalıştıklarını öğrenelim. | Open Subtitles | علينا أن نضع شخص ما هناك، لنرى كيف يمارسوا عملهم |
Bana ne yapmaya çalıştıklarını gördüğüm an hakimin beni köleleştirmeye çalıştığını mahkeme salonuna gittim ve onu vurarak öldürdüm. | Open Subtitles | عندما رأيت ما كانوا يحاولون فعله معي وكيف أن هذا القاضي كان يحيك المؤامرة ضدي ذهبت إلى قاعة المحكمة |
Daha havalı bir bir şey kurmaya çalıştıklarını düşünüyorum; bir anlığına ve olan şeylerden bizim kadar korkuyorlar. | TED | أعتقد أنهم يحاولون بناء شيء رائع، وربما، في لحظات التأمل، يفزعون مما آلت إليه بعض الأمور كما نفعل. |
Beni neden öldürmeye çalıştıklarını bilmek istiyordun. | Open Subtitles | أنت تريد أن تعرف لماذا كانوا يحاولون قتلي |
Evet. Ne saklamaya çalıştıklarını öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | حسنا , أعني , وصلنا إلى معرفة ما كانوا يحاولون إخفاءه. |
Tabi ki, ama gün yüzü görmediğinden beri, neyin üzerini kapatmaya çalıştıklarını bilmemizin yolu yok. | Open Subtitles | بالطبع، لكن بم أن الخبر لم يصل للنور لا يمكننا أن نعرف ما كانوا يحاولون إخفائه |
Tabi ki, ama gün yüzü görmediğinden beri, neyin üzerini kapatmaya çalıştıklarını bilmemizin yolu yok. | Open Subtitles | بالطبع، لكن بم أن الخبر لم يصل للنور لا يمكننا أن نعرف ما كانوا يحاولون إخفائه |
Fazla zorlamaya çalıştıklarını hissettim. | Open Subtitles | أحسست كأنهم يحاولون بذل أقصى ما فى وسعهم |
Evet, tabi. Ailemin beni vurmaya çalıştıklarını düşündüğümüzde. | Open Subtitles | أوه أجل ، بالطبع بإعتبار أبوي . حاولوا أن يطلقو الرصاص علي |
İçerideyken seni incitmeye çalıştıklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اعرف انهم حاولوا ايذائك بينما كنت بالسجن |
Bunlar sadece asker fakat, kimliklerine ulaşabilirsem kim için çalıştıklarını bulabilirim sanırım. | Open Subtitles | إنهما مجرد مجندين, ولو استطعت معرفة هويتهما, لعرفت لصالح من يعملان |
Tek dediğim, sana çalıştıklarını bilmeleri lazım. | Open Subtitles | قلت فقط، عليهما معرفة بأنهما يعملان لصالحكَ |
Bu yollardan geçtim ben, nasıl çalıştıklarını biliyorum. | Open Subtitles | تدرجت جميع المناصب هناك وأعرف طريقة عملهم |
Kimlerle çalıştıklarını ve ne tür araştırmalar yaptıklarını bilmem gerek. | Open Subtitles | أريد معرفة مع من كانوا يعملوا وأي نوع من الأبحاث كانوا يعملون عليه |
kalplerinin derinliklerinde bir yerde... bu iki dedektifin beni ve ailemi korumaya çalıştıklarını biliyorum. | Open Subtitles | هذين المخبرين كانا فقط يحاولان حمايتي وعائلتي مع تحيات زيـــــاد |
Tam olarak ne olduklarını, nasıl çalıştıklarını, ve mümkünse, şu anda gerçekten Lorne'un içinde bir şey varsa bunu saptamanın yolunu öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نعرف بالضبط ما هي هذه الأشياء كيف تعمل وإذا أمكن, نعلم كيف نكشف هناك شيء حقا في داخل لورن الآن |
Bu, onların daha güçlü bir dava için zaman kazanmaya çalıştıklarını gösteriyor. | Open Subtitles | ذلك يَعْني بأنّهم يُحاولونَ كَسْب الوقتِ الأكثرِ لبِناء حالة أقوى. |
Kendi başlarına mı yoksa başkaları ya da başka örgütler için mi çalıştıklarını da bilmiyoruz. | Open Subtitles | هل كانوا يعملون لحسابهم؟ أو كانوا يعملون لحساب أفراد أو منظمات أخرى؟ |
Az önce teröristlerin 104 nükleer çekirdeği de, silaha dönüştürmeye çalıştıklarını öğrendik. | Open Subtitles | ولقد علمنا أن الارهابيين يحاولن تحويل كل هذه المفاعلات إلى أسلحة |
Bir dahaki aradığında ne kadar zamandır birlikte çalıştıklarını ögrenmelisin. | Open Subtitles | عندما تتصل في المرة القادمة، عليك أن تعرفي منذ متى و هم يعملون سوياً |
Bu üç kişinin birlikte çalıştıklarını tahmin ediyoruz. Kaçan şüpheliyi bulup tutuklayacağız. | Open Subtitles | نحن نفترض أن هؤلاء الثلاثة أشخاص يعملون مع بعضهم البعض نحن سوف نجد و نعتقل المشتبه الذي قام بالفرار |
Sadece çevreyi korumak konusunda çalıştıklarını düşünürlerken de. | TED | حتى لو أنهم يظنون أنهم يعملون فقط على حماية البيئة. |
Bir şey göstermeye çalıştıklarını biliyorum ama ne olduğunu anlayamadım. | Open Subtitles | أعرف أنهم يقومون بمقصد بلاغي أنا لا أعرف ما هو فقط، |
2010 yılında yapılan bir araştırma mezunların sadece dörtte birinin alanlarıyla ilgili bir işte çalıştıklarını gösterdi. | TED | توصلت إحدى الدراسات في عام 2010، إلى أن ربع خريجي الجامعات فقط من يعملون في مجال له علاقة بشهاداتهم الجامعية. |