"çalıp" - ترجمة من تركي إلى عربي

• سرقت
• سرق
• سرقة
• بسرقة
• يسرق
• تسرق
• سرقوا
• نسرق
• أسرق
• يسرقون
• لسرقة
• سرقته
• تسرقون
• سرقتي
• ستسرق

Hatta bir tanesi, kibrit çalıp burayı ateşe vermek istedi.
واحده منهما سرقت مجموعه من علب الثقاب وحاولت إحراق المكان

Kahvaltıdan süt çalıp eski bir kakao tenekesinde yağ yaptım.
لقد سرقت اللبن أثناء الأفطار وصنعت الزبده في علبة الكاكاو

Bu, dün gece Skinner'ın arabasını çalıp, karısını öldürmeye çalışan adam.
هذا الرجل الذي سرق سيارة سكيننير ليلة أمس ومجرّب لقتل زوجته.

Maden makineleri çalıp Kolombiyalılara satıp karşılığında kokain alıyordu. Hatırlıyor musun?
سرقة الات التنقيب وبيعها للكولومبيين واستعمالها من اجل شراء الكوكائين ؟

Ve benim paramı çalıp, pişmanlık bile duymadan güvenime ihanet ettiğin için,
بما أنـّك قمت بسرقة أموالي بما أنـّك خنت ثقتي بدون أيّ ندم

Prototipi çalıp ün sahibi olmak için kardeşini öldürdüğünü mü düşünüyorsun?
هل تظن أنه لديه الجرأة لكي يقتل أخيه لكي يسرق اختراعه؟

Peki neden lanet mücevherleri çalıp bana vermiyorsun?
آجل , ولكن لماذا لا تسرق أنت المجوهرات وتسلمهم لىّ ؟

Cass'ı arayamam, Çünkü onun anahtarlarını çalıp buraya girmiştim tamam mı?
لا أستطيع أن أسمي كاس لأنني سرقت مفاتيح لها، كل الحق؟

Bunu başlatan sensin Michael, silahını çalıp seni hapse attıran adamı vurduğun zaman.
انت بدأت هذا مايكل عندما سرقت سلاحها وقتلت الرجل الذي وضعك في السجن

Ve kulüpteki partiye teslimat yaptıktan sonra bir araba çalıp kaza yaptı.
وبعد أن قامت بإيصال إلى حفلة في نادي البلدة سرقت وحطمت سيارة

- Son günlerde bir su kamyonu çalıp çalmadığını sorabilirsin.
يمكنك ان تسأله ان سرق اي شاحنات تسليم ماء مؤخراً

İnfaz edilmesinden kısa bir süre sonra erişimi bile olmaması gereken yüz binlerce bilgisayar dosyasını çalıp bir yere sakladığını öğrendik.
وبعد وقت قصير من إعدامه، اكتشفنا أنّ الرجل سرق مئات الآلاف من ملفات الكمبيوتر والتي لم يكن من المفترض اطلاعه عليها،

Dün gece birisi şehrin değişik yerlerinde 12 farklı lüks aracı çalıp...
ليلة أمس سرق شخص ما 12 مركبة راقية مختلفة من أرجاء المدينة

Paranızı çalıp, sizin ve oğlunuzun kafasına vurduğum için sizden özür dilerim.
أعتذر لك على سرقة المال وعلى قيامي بضربك على رأسك، أنت وابنك.

Birinin fikirlerini çalıp Hollywood'a satacağından mı korkuyorsun?
هل تخاف من أن يقوم أحدا من سرقة أفكارك ليبيعهم في هوليوود ؟

Bir baş belası bunu yanlış anlayıp, odamdan kutuyu çalıp...
أظن أحد صانعي المشاكل أجرى سوء فهم بسرقة الصندوق من مكتبي

- Üzgünüm, ama neden birisi bir kalp çalıp dondurucuya koyar merak ediyorum.
ولكنني لا أفهم سبب أن يسرق أحد ما قلبلاً ويتركه في المبرِّد وحسب

Veya bir tekne çalıp uluslararası denize çıkabilirsin.
أو بوسعك أن تسرق قارباً وتبحر إلى المياه الدولية

Bir takım keşlerin malını çalıp seni öldürmek istediğini mi?
بعض المدمنين سرقوا سجائرك و كنت على وشك الموت ؟

Biz hırsızlar, bok gibi parası olan zenginlerden çalıp yoksullara dağıtırız.
نحن اللصوص نسرق أموالاً قليلة من الأثرياء القذرين ونوزعها على الفقراء.

Bak ne diyeceğim... Neden elması çalıp yaşlı çekici Müfettişi arkada bırakmıyorum?
لماذا لا أسرق الماسه و أترك ورائي ذلك القفاز القديم ؟

Şunları söylemek için geldim... bu ülkenin kanunlara saygılı beyaz vatandaşları... çalıp çırpan, tecavüz eden, cinayet işleyen... ve yaptıkları yanına kalan zencilerden bıkıp usanmıştır!
وأنا هنا لأقول أن المواطنون البيض الملتزمون بالقانون في هذه الولاية سأموا من الزنوج الذين يسرقون

3.000 yıllık bir mumyayı çalıp yakmalarına yardım etmemiz dışında tabii.
عدا الجزء الذي ساعدناهم فيه لسرقة مومياء بعمر 3000 سنة وحرقها.

Kız kardeşin benim için çaldı! Bizim eski çamaşır ipini çalıp, bana verdi!
لقد سرقته من خزانة ثيابنا القديمة و أعطتنى إياه

Size insan eti olduğunu söyledim çünkü sizi korkutmak istedim, etimi çalıp duruyordunuz.
أخبرتكم بأنه بشري لأننى أردت أن أُثير هلعكم لأنكم تسرقون طعامي

Çipimi çalıp iki adamımı öldürdüğünü bilseler ne düşünürlerdi diye merak ediyorsun.
تتسائل ماذا يمكن أن يعتقدوا إذا علموا أنك سرقتي رقاقتي وقتلت اثنين من رجالي

Gerçekten benim paralarımı çalıp uzaklara kaçabileceğini mi sandın?
هل تعتقد حقاْ بأنك ستسرق أموالى وتهرب بها ؟