O çanta değil; | Open Subtitles | هذه ليست حقيبة ، إنها مجرد حاملة للحفائظ ماذا ؟ |
Çok büyük bir çanta değil çünkü o kadar uzun süre birlikte olmadık. | Open Subtitles | ليست حقيبة كبيرة لأننا لم نكن معًا لفترة طويلة |
çanta değil, bu bir sırt çantası | Open Subtitles | إنها ليست حقيبة ظهر , إنها حقيبة مدرسية |
Sadece CIA in verdiği çanta değil o kadar. | Open Subtitles | التي فقط ليست الحقيبة وكالة المخابرات المركزية أعطتك. |
- Olay çanta değil, Renk de değil. | Open Subtitles | - انها ليست الحقيبة ، انه ليس اللون - |
Bu benim düşürdüğüm çanta değil. | Open Subtitles | هذه ليست الحقيبة التي أسقطتها |
Kusura bakma da bu öylesine sıradan bir çanta değil. | Open Subtitles | عذراً هذه ليست حقيبة عادية |