İki tren çarpışmış. Biri Cherbynsk'e savaş başlıkları taşıyormuş. | Open Subtitles | إصطدام قطاران أحدهما كان يحمل رؤوس حربية إلى تشيربينسك |
Araba trenle çarpışmış. | Open Subtitles | - بقطار سيّارة إصطدام |
O zamanlar güneş sistemindeki asteroitlerin çoğu gezegenlerle çarpışmış ve gezegenlerin oluşma süreci tamamlanmıştır. | Open Subtitles | في تلك الفترة، اصطدمت معظم الكويكبات التي تتحرك حول النظام الشمسيّ الداخليّ بالكواكب، عندها انتهت عملية تكوين الكواكب. |
Bir ticari 727 uçağı gökyüzünde bir hafif uçakla çarpışmış ve ikisi de San Diego'da bir yerleşim alanına düşmüştü. | Open Subtitles | A 727 طائرة تجارية اصطدمت في السماء مع طائرة خفيفة و جاء كل من انهار في القسم السكني من سان دييغو. |
Arabaları çarpışmış.Küçük bir kaza gibi.Adam kadının arabasına sıkı vurmuş. | Open Subtitles | سياراتهم إصطدمت ، تصادم خفيف هو صدم سيارتها هل كان حادثا؟ |
Başka işi çıktı. Travma vakası. Motosiklet kamyonla çarpışmış. | Open Subtitles | إستدعوه من أجل حادث تصادم بين دراجة نارية وشاحنة |
Üç beyfendinin bulunduğu bir limuzin ana caddede başka bir araçla çarpışmış. | Open Subtitles | وقد اصطدم ثلاثة رجال في سيّارة ليموزين بعربة ضخمة على الشارع العام |
Kullandığı araç, başka bir araçla çarpışmış, şöförü ölmüş, yeni evliymiş ismi, Jessica Haley. | Open Subtitles | السيارة التي كان يقودها اصطدمت بسيارة أخرى, وقُتلت قائدتها, المتزوجة حديثاً. اسمها "جيسيكا هيلي". |
2 kamyonet birbiriyle çarpışmış. | Open Subtitles | اصطدمت شاحنتان ببعض |
Dixon'nın arabası bir kamyon ile çarpışmış. | Open Subtitles | سيارة (ديكسون) اصطدمت بشاحنة |
İki araç çarpışmış, bir araçta sıkışanlar olabilir. | Open Subtitles | يوجد تصادم سيارتين واحتمال علق احداهما |
İki araç çarpışmış. | Open Subtitles | لقد تصادم سيارتان |
Hizmetli tarafındaki otoparktan çıkarken düğün müzisyeniyle çarpışmış. | Open Subtitles | أجل ، غادر الحديقة على طريق الخدمة وقد اصطدم بفنان موسيقي |