Kalbim deli gibi çarpıyor. | Open Subtitles | إنّ قلبي يخفق بسرعة. لا أستطيع القيام بذلك. |
Bilmem. Duyamayacağım kadar hızlı çarpıyor. | Open Subtitles | لا أعرف أنه يدق بصوت عالي لدرجه أني أسمعه |
Birden kendimi bir endişe krizinin ortasında buldum, kalbim çarpıyor ve soğuk ter dökmeye başlıyorum. | Open Subtitles | وفجأةً أصبحت في منتصف هجوم من القلق قلبي ينبض بسرعة وبدأت أعرق كالخنزير |
İki kardeş, jipteler sonra bir meteor çarpıyor ve olabildiğince hızlı kaçıyorlar dev kedi canavarlardan. | Open Subtitles | أخوان في عربة ثم يصطدم نيزك بالأرض ثم يهربون بأسرع ما يستطيعون من القطط الوحشية العملاقة |
Işık giriyor, retinaya çarpıyor, ve dolaşmaya başlıyor, dolaşımın büyük bir kısmı beynin en arka kısmına aktarılıyor, birincil görsel kortekse yani. | TED | يدخل الضوء، يضرب الجزء الخلفي من الشبكية، ويعمم معظم الضوء يتدفق في الجزء الخلفي من الدماغ في القشرة البصرية الأولية |
3.000 km Güney'de, dev göktaşı Dünya'ya çarpıyor. | Open Subtitles | على بعد 3 آلاف كيلومتر جنوبا اصطدم مذنب هائل بالأرض |
Kalbim oldukça hızlı çarpıyor, burada kalp krizi geçirecek gibiyim. | Open Subtitles | نبضات قلبي سريعة جدا ، اعتقد أني سأصاب بنوبة قلبية |
Ama tabi, top diğer tarafa da çarpıyor bu kez, dalgalar oraya vuruyor -- zavallı balıklar bir türlü huzura ve sessizliğe kavuşamıyorlar. | TED | ولكن بطبيعة الحال، تصطدم الكرة بالجانب الآخر لتتموج المياه ولا تجد الأسماك البائسة أي هدوء أو سلام |
Başlıyoruz. Buzdağına sancak tarafından çarpıyor. | Open Subtitles | ها نحنُ أولاء، جانب مُقدمة السفينة صدم جبل جليديّ. |
Kalbim hala çılgınca çarpıyor Hissediyor musun? | Open Subtitles | قلبي لا يزال يخفق مثل المجنون يجب أن تشعري بهذا |
Kalbim öyle hızlı çarpıyor ki sanki biri beni vuracak gibi. | Open Subtitles | قلبي يخفق بشدة كما لو أن شخصآ سيطلق علي النار |
Kalbim öyle hızlı çarpıyor ki konuşamıyorum bile | Open Subtitles | وقلبي يخفق بشدة الذي بالكاد يُمكنني التكلم |
Çünkü terliyorum ve kalbim çarpıyor ve başım dönüyor ve dünya parçalanıyor. | Open Subtitles | لأنني أبدأ بالتعرق و يدق قلبي بشدة و أشعر أن رأسي يدور و العالم يتحطم من حولي |
Titrek kalbim hızla çarpıyor, gece mi gündüz mü? | Open Subtitles | قلبى المرتجف يدق بقوة هل نحن بالنهار أم بالليل؟ |
Onun kalbi artık benimkiyle birlikte çarpıyor, yalnızca benimkiyle. | Open Subtitles | إن قلبه ينبض الآن بالتناغم مع قلبي أنا وحدي |
Şu anda kalbim deli gibi çarpıyor ve kalabalık arasında kalmak çok korkuyorum. | Open Subtitles | قلبي ينبض بسرعة هائلة وأنا مرعوب من أن أحاصر من قبل الحشود |
Bütün yüzey havadan oluşan bir şemsiye ve su hava tabakasına çarpıyor çamur çarpıyor, beton çarpıyor ve kayıp gidiyor. | TED | أنها مظلة للهواء وكل شيء عبره، وهذه الطبقة من الهواء هي ما يصطدم بها الماء، ويصطدم بها الطين، ويصطدم بها الأسمنت، وتنسل منه. |
Kör çita ağaçlara çarpıyor ve çuvallıyor. Bu boktan bir durum. | Open Subtitles | "فهد" اعمى يصطدم بالاشجار, هذا مريع |
Herhalde bir kuyruklu yıldız dünyaya çarpıyor sonra da ikiniz yeni bir canlı türü oluşturmaya başlıyorsunuz! | Open Subtitles | أنه يضم مذنبا شعاعيا يضرب الأرض, و أنت و هي تعيدون بناء الفضاء مجددا |
Birileri Bayan Hewes'ün arabasına çarpıyor ve ardından iş ortağı ölü bulunuyor. | Open Subtitles | احد ما اصطدم بسيارة باتي هيوز وبعد ذلك شريكها بمكتب المحاماة يتم العثور عليه ميتا |
Kalbim oldukça hızlı çarpıyor, burada kalp krizi geçirecek gibiyim. | Open Subtitles | نبضات قلبي سريعة جدا ، اعتقد أني سأصاب بنوبة قلبية |
Konuşmaya çalıştığım bütün kadınlar neden en sonunda konservelere çarpıyor ki? | Open Subtitles | لم كل امرأة أحاول أن أحدثها تصطدم بالعلب المعدنية؟ |
- Tarafından sigortalanan kişi 19. karayolunda aracının kontrolünü kaybedip, benim "5 adamıma" çarpıyor. | Open Subtitles | أجل، الرجل المُأمّن من طرف موّكلك، كان يقود في الطريق السريع 19 عندما فقد السيطرة على سيّارته و صدم عملائي الخمسة، |
Yani kalp çarpıyor ve adrenalin hücum ediyor vesaire, güvenle ilgili, başka bir insana tamamen güvenle ilgili. | TED | اذن ارتفاع دقات القلب والأدرينالين وما إلى ذلك، ترتبط بالثقة، الثقة العمياء بالشخص الآخر. |
Ve bir daha çarpıyor, ve geri geri gelip bir daha çarpıyor. | Open Subtitles | ثم تدهسها ثانيةً، وتعود للخلف لتدهسها. |
Dikkatini çekmek istedim sadece. Ama nasılsa kafasının tam arkasına çarpıyor. | Open Subtitles | كنت أقصد استرعاء انتباهه فحسب، وبطريقة ما صدمته بمؤخرة رأسه تماماً |
Evet, ne zaman o posterlerden görsem kalbim çarpıyor. | Open Subtitles | نعم، كلّما رأيتُ إحدى تلك الملصقات، يتسارع قلبي. |
Düştüğü her yere nağme ile çarpıyor. | Open Subtitles | * تعزف لحناً .. تروي بذرة * |