Evet, bir bardak çaydan sonra işini daha iyi yaparsın zaten. | Open Subtitles | نعم , و ستقوم بعمل أفضل إذا تناولت كوب من الشاي |
Sadece bir kaç güzel kelime ve bir bardak çaydan daha fazlasının gerekeceğini düşünüyorum, hayatımın bir anlamı olduğunu anlamamı sağlamak için. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنه يوجد الكثير لأتلقاه منكِ أكثر من مجرد بعض الكلمات اللطيفة وفنجان من الشاي لجعلي أصدق أن حياتي تعني شيئاً |
Yani bu ceketin rengi yalnızca yeşil çaydan gelmekte. | TED | وبالتالي فإن اللون في هذه السترة يأتي من الشاي الأخضر بشكل مجرد. |
Hadi bakalım, yukarı odanıza çaydan önce biraz uyuyun. | Open Subtitles | تعالي الآن إلي حجرتك بأعلي وخذي غفوة بسيطة قبل تناول الشاي |
Ben çaydan bahsediyorum. - O da öyle. Önce tadına bakın. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الشاى ــ وهذا أيضا جيد تذوقه فى البداية |
Ruslar çayı sever. Bir fincan çaydan zarar gelmez. | Open Subtitles | الروس يحبون الشاي كوبا من الشاي لن يضر، بالتأكيد |
Yok, bugün dinlenmeyi tercih ederim. çaydan n'aber? | Open Subtitles | كـلا ، سأستريح من ذلك اليوم مارأيك أن تعدي كوباً من الشاي ؟ |
- Ya öğrenirler ya da ölürler. Ondan değil, doğru yolda ilerliyorlar. Ben bu kağıt bardaklardaki çaydan hoşlanmadım. | Open Subtitles | ليس هذا, هم سيفعلون هذا أنا لا أحب الشاي في تلك الكؤوس |
Hayır Bay Markum. Annemin sevdiği çaydan arıyordum. | Open Subtitles | لا يا سيد ماركم، أبحث عن الشاي المفضل لدى أمي |
Eğer krallık çaydan vergi alınması yönünde karar vermişse, vergi alınır. | Open Subtitles | إن قرر الحاكم فرض ضريبة على الشاي ستفرض ضريبة عليه |
çaydan sonra St. Paul'daki evime gelmez misiniz? | Open Subtitles | هل تمانع أن تأتي إلى بيتي المتواضع بعد الشاي ؟ |
Oysa yemeklerimiz çaydan çok daha güzel. | Open Subtitles | ومع ذلك ، الطعام لدينا أفضل من هذا الشاي. |
Çevresi belirlenmiş, susturulmuş yoğurt, hindili sandviç ve biraz yeşil çaydan başka bir şeyle beslenmemiş. | Open Subtitles | قيود, ومُسَكتات ولا يقدم اكل سوى لبن الزبادي, وشطيرة التركي ونوع ما من الشاي الأخضر. |
İnsanlar bu çaydan almak isteseler nereye gidiyorlar? | Open Subtitles | مِن أين يُمكن للواحد أن يشتري عُلبة من ذلك الشاي النتن؟ |
Sadece eve gitmek ve rahat battaniyemle örtünmek istiyorum ve şu kutusunda uykucu ayı olan kutudaki çaydan içmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن العودة إلى منزلي و ألف حولي بطانيتي الدافئة وشرب الشاي مع ذلك الدب النعسان على الصندوق |
Belki daha sonra siz bana katılmayı tercih edersiniz, evimde çaydan daha önemli bir şeyler yapmak için. | Open Subtitles | ربما تفضلي أن تنضمي إلي في بيتي لشيء كبير أكثر من الشاي |
Bana sanki dadılar ve mürebbiyeler etraflarını sarmış çaydan sonra seninle bir saat geçirebilmeleri için süslenip püslenmişlerdir gibi geliyor. | Open Subtitles | أنا أتصورهم مُحاطين بالمربيات وجليسات الأطفال يُعاملون برسمية وتُكوى ملابسهم لقضاء ساعة معكِ بعد الشاي |
Boston'daki bu olay çaydan bile daha önemli bir şeydi. | Open Subtitles | فى بوسطن ، كان هذا بشأن شيء أكثر أهمية من الشاي |
Sanırım çaydan daha güçlü bir şey almalıyım. Nasıl olmuş? | Open Subtitles | أعتقد أننى فى حاجة إلى شىء أقوى من الشاى كيف حدث هذا ؟ |
Sör George çaydan önce 50 tur yüzer. | Open Subtitles | السير جورج يقوم بعمل 50 غطسة قبل موعد الشاى |
Vücudunu güzelleştiren o çaydan var mı? | Open Subtitles | هل تملك أى من ذلك الشاى الذى يجعلك نحيلاً ؟ |