Yani durumun umutsuz olduğunuz söylemek doğru değil, çünkü eğer çeşitli teknolojileri entegre edersek gerçekten de fark yaratabiliyoruz. | TED | لذا أن نقول أن الأمل مفقود هو ليس بالشئ الصحيح ، لأننا بإستطاعتنا إحداث التغيير إذا دمجتم التقنيات المختلفة. |
Biz gençlerin arasındaki ortak hedef çeşitli ülkeler için kayıp eserleri geri kazanmaktır. | Open Subtitles | شبابنا الذين يعملون هنا لديهم نفس الهدف أن نستعيد الأشياء القيّمة للدول المختلفة |
Ben küçükken, çeşitli koleksiyonlarım vardı sopalar, taşlar, çakıl taşları ve deniz kabukları. | TED | عندما كنت طفلا، كان عندي مجموعات مشكّلة مختلفة من عصي وأحجار وحصي وأصداف. |
Bu sürecin arkasındaki faktörler çeşitli ve karmaşık, ancak yaşlanma, en nihayetinde hücre ölümü ve bozulması ile oluşur. | TED | إن العوامل المحرّكة وراء هذه العملية متنوعة ومعقدة، ولكن الشيخوخة هي في نهاية المطاف ناجمة عن موت الخلايا وخللها. |
İşimizin yayımından bugüne, internetin her bir köşesinden çeşitli yorumlar alıyoruz. | TED | منذ نشر بحثنا، نحن نتلقى العديد من التعليقات من حول الإنترنت. |
Gecikme, beni ayakta tutma, gecenin garip saatlerinde ayrılma çeşitli hipotezleri düşündürüyor. | Open Subtitles | تاخر، انتظار، تركي في ساعات متأخرة من الليل تشير إلى افتراضات عديدة |
Kutsal Babamız, çeşitli komisyonlar tarafından onaylanmış olan yasa taslaklarını okudum. | Open Subtitles | لقد قرأت مسودّة القوانين التي سبق أن وافقت عليها اللجان المختلفة |
Çünkü o zaman görmeye başladım ki insanlar bunu çok çeşitli yollarla tüketiyorlar. | TED | لأن ما بدأت اراه لاحقا انه يوجد العديد من الطرق المختلفة التي يمكن للناس استهلاك هذا بها |
Yani, çok çeşitli devlet okulları var. | TED | أعني، يوجد العديد من المدارس العامة المختلفة. |
Gözümüze ulaşmadan önce, tayfın bu belirli bölgeleri çeşitli gazlar tarafından soğurulmuş olur. | TED | قبل وصولها إلى أعينكم، امتصت غازات مختلفة تلك الأجزاء المحددة من ألوان الطيف. |
Üyeler tarikata girdiklerinde, çeşitli beyin yıkama biçimlerine maruz kalırlar. | TED | يتعرض الأعضاء إلى أساليب مختلفة من التلقين متى أصبحوا أعضاء. |
Böylece, Avrupa'daki genç Müslümanlarla çalışan çeşitli örgütlerde gönüllü olarak çalışmaya başladım. | TED | بدأت العمل التطوعي لصالح منظمات مختلفة تعمل مع الشباب المسلمين داخل أوروبا. |
Evli bireyin çeşitli seks partnerleri arzusu ile düzgün bir evliliğin korunması. | Open Subtitles | المصالحة الفرديه بين المتزوجات و الرغبة في مجموعة متنوعة من الشركاء الجنسيين |
Uluslararası ve çeşitli gruplardan yararlanma şansını yitirecekler. | TED | وسيضيعون فرصتهم لأجل شبكة تواصل عالمية متنوعة. |
Daha sonra 40 farklı ülkedeki çeşitli çöpçatanlık sitelerine bu anketi ekledim. | TED | من ثم وضعت الاستبيان على العديد من مواقع المواعدة في 40 بلد. |
Tabii ki tarama testlerini gerçekleştirmek için çeşitli araçlar halihazırda var. | TED | فمن الواضح، أن هنالك العديد من المعدات الطبية متاحة للقيام بالكشف |
Ama sorduğunuzda, "iyi bir beyin teorisinin olmayışının çeşitli nedenleri var", derler. | TED | حسناً, هناك أسباب عديدة لعدم توفر نظرية جيدة للدماغ. |
Ancak solunum sistemi çeşitli koşullarla kesilebilir. | TED | لكن يمكن للجهاز التّنفسي أن يُعرقل من قبل عدّة عوامل. |
Ürettiğimiz dokuyu kurutup çeşitli giysi, ayakkabı ve çantaya kestim ve diktim. | TED | جفّفتُ القماش الذي صنعته وقطعته وحُكته ليصبح مجموعة من الملابس والأحذية والحقائب. |
Clay Shirky'in çok ilginç bir yazısı vardı ...yaklaşık 2 ay önce dikkatlerin çoğu ondaydı, ...bu aslında bağlantıların dağılımıdır ...web de bütün bu çeşitli farklı bloglar için. | TED | الآن هناك مقال شيّق جداً كتبه كلاي شيركي الذي أسترعى الكثير من الإنتباه قبل شهر، وهو في الأساس حول توزيع الروابط على الويب الى كل هذه المدونات المتعددة المختلفة. |
Çeşitliliği kucaklayarak, çeşitli yetenekleri kucaklayarak herkese için gerçek fırsat sunuyoruz. | TED | وأنه عبر تبني التنوع والمواهب المتنوعة نقدم فرصة حقيقية لكل شخص. |
Birincilikle mezun olmuş. çeşitli kırsal bölgelerde savcı yardımcılığı yapmış. | Open Subtitles | تخرج الأول على دفعته أصبح النائب العام بعدة مقاطعات ريفية |
Aşağıya doğru pek çoğunun çökmesine neden olan çeşitli aşamalar boyunca ayıklamalar yaparsınız. | TED | فانت تتخلص من العديد منها خلال مراحل مختلفه التي تجعل الكثير من هذه تفشل |
Acil servisler dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen depremlerden bahsediyor. | Open Subtitles | خدمات الطورايء تستلم تقارير متعددة عن زلازل تحدث عبر العالم |
Kahramanları ise çeşitli zaman ve mekanlardan geliyor: | Open Subtitles | أبطالها قَدِموا من أزمنة و أماكن مُختلفة |
Birçok genin kopyalanması sayesinde, farelerin inanılmaz çeşitli kokuları algılamasına imkân veren 900'den fazla geni var. | Open Subtitles | و بفضل التضاعفات الجينية العديدة فإن للفئران أكثر من 900 جين تسمح لها بالتقاط مدى واسع من الروائح |
Biliyoruz ki, köpek balıkları harekete geçince, özellikle de saldırı için, çok çeşitli duyular kullanır, ancak görüş algısını hedeflerini belirlemek için kullanırlar, özellikle de saldırıdan önceki son birkaç metrede. | TED | نعلم أن سمك القرش يستخدم مجموعة من المستشعرات عندما تقاتل، خصوصًا للهجوم، ولكن مجسات النظر هي أحد التي يستخدمونها لتحديد الأهداف، وعلى وجه الخصوص في آخر عدد من الأمتار قبل الهجوم. |