| Bence şehir bana yetecek kadar çeşitliliğe sahip zaten. | Open Subtitles | انا اظن ان المدينة تملك من التنوع ما يمكنني ان اعالجه |
| Ve böylece bu lego takımıyla, DNA olmadan, karmaşık bilgi deposu için gereken çeşitliliğe sahip oluyoruz. | TED | لذا فبمكعبات الليجو هذه، لدينا التنوع المطلوب لتخزين المعلومات المعقدة بدون دى - إن - إيه. |
| ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Tanzanya, Uganda, Kenya gibi, türler söz konusu olduğunda en fazla çeşitliliğe sahip ülkeler var. | TED | وهناك دول مثل جمهورية الكونغو الديمقراطية، وتنزانيا، وأوغندا، وكينيا تتصدر القارة في كمية التنوع حينما يتعلق الأمر بأنواع الطيور. |
| Ortak "evet"imizde anlaşmaya varmak, böylesi bir çeşitliliğe sahip grupta, çok acılar görmüş tarih bağlamında, çok da kolay olmadığını söylemeliyim. | TED | وعلي أن أخبركم أن اتفاقنا على "نعم" مع وجود هذا التنوع في الخبرات وعلى خلفية العديد من الأحداث المؤلمة لم يكن عملًا سهلًا. |
| Ne kadarının orantı, ne kadarının sebep-sonuç ilişkisi olduğunu bilmiyoruz, ama biliyoruz ki, örneklemimizdeki, çeşitliliğe önem veren şirketler daha yenilikçiler, ve daha yenilikçi olan şirketler de liderliklerinde daha çok çeşitliliğe sahip. | TED | الآن، لا نعلم كم هو مدى الارتباط مقابل السببية بين التنوع والابتكار، لكن ما نعرفه، هو أنه من الواضح في عينتنا أن الشركات الأكثر تنوعا هي الأكثر ابتكارا، وأن الشركات الأكثر ابتكارا تمتلك إدارة متنوعة أيضًا. |