Komiser, size yardım edebileceğim bir şey varsa, lütfen çekinmeyin, beni arayın. | Open Subtitles | ملازم لو أن هناك أي مساعدة أستطيع تقديمها لا تتردد بالاتصال بي |
Her ne konuda olursa olsun, kitaba, dokümana kaynak materyale ihtiyacınız olduğunda Bay Douglas'ımıza seslenmekten çekinmeyin. | Open Subtitles | إذا كنت بحاجة إلى أي الكتب؛ وثائق؛ مواد المرجعية من أي نوع؛ لا تتردد في الاتصال بصديقنا السيد دوغلاس |
Unutulmaz, aptalca, komik bir şey söylersem, alıntı yapmaktan çekinmeyin. | TED | لا تترددوا في اقتباسي إذا قلت شيئاً بارزاً، أو مُضحكاً، أو أياً كان. |
Elbette, bir şeye ihtiyacınız olursa çekinmeyin. | Open Subtitles | بالتأكيد لو هناك ما تريد أن تسأل عنه لا تخجل |
Hadi bakalım, tek tek gelin. Hadi, gelin bakalım. çekinmeyin, hadi! | Open Subtitles | أحسنتم، واحد تلو الآخر، ها نحن أولاء، هيّا، لا تخجلوا. |
Eğer sizin için yapabileceğim birşey olursa, istemek için çekinmeyin. | Open Subtitles | هل هنا شيئا استطيع فعله لك, لا تتردد فى ان تطلب اى شئ. |
Eğer yapabileceğim başka birşey varsa, telefon numaramı öğrenmekten çekinmeyin. | Open Subtitles | لذا لو أستطيع مساعدتك في أي شيء آخر، لا تتردد أن تبحث عن رقم هاتفي. |
Eğer yapabileceğim başka birşey varsa, telefon numaramı öğrenmekten çekinmeyin. | Open Subtitles | لذا لو أستطيع مساعدتك في أي شيء آخر، لا تتردد أن تبحث عن رقم هاتفي. |
İlerleyin... İlerleyin. Haydi millet, çekinmeyin. | Open Subtitles | هيا, لا تتردد . السيرك الروسي هو أفضل سيرك |
Şehre bir dahaki gelişinizde beni aramaktan çekinmeyin. | Open Subtitles | رجاء لا تتردد بالاتصال عندما تأتي للبلدة مجددا |
Bir şeye ihtiyacınız olursa lütfen aramaktan çekinmeyin. | Open Subtitles | بالمناسبة، إن كنتَ تريد أي شيء رجاءً لا تتردد بالاتصال |
Bir şey lazım olursa beni veya emir erini çağırmaktan çekinmeyin. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء أي منكم تحتاج، لا تترددوا في الاتصال بشكل منظم أو لي. |
Yardıma ihtiyacınız olursa lütfen hiç çekinmeyin. | Open Subtitles | ضباط، إذا كنت بحاجة إلى أي مساعدة، لا تترددوا. |
Eğer yapabileceğim bir şey olursa sormaya çekinmeyin. | Open Subtitles | هل يمكنني أن أخدمك في شيئ ,لا تخجل من طلبي ذلك |
Başka yere gitmek isterseniz çekinmeyin, ayarlayıp naklettirebilirim sizi. | Open Subtitles | ولكن بوسعي أن أقوم بنقلكم لو ترغبون في الذهاب إلى مكانٍ آخراً لا تخجلوا |
Bir şey gerekirse çığlık atmaktan çekinmeyin. | Open Subtitles | و إذا اْحتجتما أي شيء لا تترددا في الصراخ |
Eğer bir şeye ihtiyacınız olursa hiç çekinmeyin. | Open Subtitles | إذا كنت تحتاج أيّ شئ أبدا، لا تتردّد في السؤال. |
Başka şeyler söylemek isterseniz aramaktan çekinmeyin lütfen. | Open Subtitles | لو فكّرت في أيّ شيءٍ آخر، لا تتردّدي في الإتصال. |
Evet, arkadaşlar. Canınızı neyin sıktığını duyayım. çekinmeyin. | Open Subtitles | حسناً يا رفاق ، دعوني أسمع ما يتعبكم لا تكن خجولاً ، تكلم بصراحة ، الجميع هيّا |
# Biraz şeker ilave edin, çekinmeyin # | Open Subtitles | * إسكبوا بعض السكر عليها, سكر , لاتكونوا خجولين * |
Tamam çocuklar onu istediğiniz pozisyona koymaktan kesinlikle çekinmeyin, tamam mı? | Open Subtitles | لا تخشوا من ان تضعوها في أي موضع تريدونه, حسناً؟ |
Eğer ona yine kötü bir şey söylemek isterseniz, çekinmeyin. | Open Subtitles | لو شعرت انك تريدين أن تقولى له أشياء بغيضة لا تترددى |
Ebeveynlerinizin kötü örneklerinden faydalanmaktan çekinmeyin. | Open Subtitles | لا تُتردّدْ في السَحْب على أمثلة أبويكِ السيئةِ. |
Gelin, gelin. çekinmeyin sakın. | Open Subtitles | أمضوا ,ولا تخجلون |
Son zamanlarda başınızdan geçenleri düşünürsek yanlış alarmlara hazırlıklıyım, bu nedenle hiç çekinmeyin. | Open Subtitles | بإعتبار ما مررتِ بهِ مؤخراً، فإنّي أتوقّع بعضاً من الانذارات الكاذبة، فلا تخجلي. |
Laf kalabalığı yaptığımın farkındayım ama, yardım edeceğimiz bir şey olursa, bizi aramaktan sakın çekinmeyin. | Open Subtitles | رغم إدركي أن هذا غير مجدي لكن لو كان هناك ما نستطيع أن نفعله لا تتردي في إخبارنا |