ويكيبيديا

    "çelişkili" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تناقض
        
    • المتناقضة
        
    • المتضاربة
        
    • مخالف
        
    • متناقض
        
    • متناقضة
        
    • متناقضاً
        
    • تعارض
        
    • تضارب
        
    • المفارقات
        
    • مهمّة من
        
    • متعارض
        
    • للجدل مبهمة
        
    • متضاربة
        
    "Küçük yeşil adam" hakkındaki çelişkili tanık ifadeleri... Open Subtitles تناقض تقارير الشهود يتعلق بالرجل الصغير الأخضر
    Bunun evrenin en küçük yapıtaşı olması kavramı çelişkili bir biçimde, tüm evreni kapsadığı olasıIığı ile çelişiyor. Open Subtitles فكرة أن هذا هو المكون الأصغر ليس في تناقض أو خلاف مع مقولة أنه ربما يمثل الكون بأكمله أيضاً
    Okuldaki ilk resim derslerimi birtakım çelişkili duygular olarak hatırlıyorum. TED اذكر اول دروس لي في الرسم في المدرسة كانت على شكل حفنة من المشاعر المتناقضة.
    Erkekler için utanç birsürü kendiyle yarışan, çelişkili beklentiler değil. TED للرجال، العار ليس مجموعة من التوقعات المتضاربة والمتنافسة.
    Biliyorum bu çelişkili bir ifade. Open Subtitles أعلم أن هذا مخالف للقواعد
    Bunlardan biri ve bu çelişkili çünkü daha çok hoş bir şeyle ilişkili, kariyerlerimiz için sahip olduğumuz umut. TED احد هذه الاسباب، وهوسبب متناقض كونه مرتبطا بشيء قريب الى النفس الى حد ما انه الامل الذي نحمله جميعنا تجاه مهننا
    Bu da oldukça çelişkili bir kişilik, çok fazla öfke ve hüsrana işaret eder. Open Subtitles إنّها لا تبدو متطابقة فحسب ، وأشارت إلى شخصية متناقضة ، لديها الكثير من الغضب والإحباط
    Bu size çelişkili gelebilir. TED ربما قد يبدو هذا لكم متناقضاً
    Dr. Lin'i ameliyat etmeniz çelişkili bir durum değil mi? Open Subtitles أليس هذا تعارض بالعمل على الدكتور " لين " ؟
    Evet, bir tür çelişkili psikolojik değerlendirme zırvalığı, yasal çekişmeler. Open Subtitles نعم، نوع من تضارب التقييمات النفسية، والجدال القانوني
    Çoğu durumda, bu kurtlar ölümcül değildir. Fakat çelişkili bir şekilde, sorun da bu. TED في معظم الحالات، قد لا تكون هذه الديدان قاتلة، ولكن من المفارقات أن هذا جزء من المشكلة.
    Kendin için gerçekliği bul ve kendin için gerçekliği bulduğunda, onun içinde bir gerçeklik olacak, ama olay örgüsüyle çelişkili olabilir, fakat dert etme." TED ابحث عن الحقيقة بنفسك، وعندما تجد الحقيقة بنفسك، ستحتمل الصواب، ولكنها قد تناقض الحبكة، ولكن لا تقلق على ذلك."
    Ama bu çelişkili bir durum olurdu değil mi? Open Subtitles لكن هذا تناقض في الكلام أليس كذلك؟
    Evet, "Catch-22", dünyanın ne kadar karmaşık olacağının başka bir çelişkili şekli. Open Subtitles نعم أن رواية "كاتش 22 "، تعبر عن تناقض أخر وهو كم من الممكن ان يكون بالعالم إختلاقاً كبيراً
    Polis araştırması, "çelişkili kanıtlar" sebebiyle sona erdi. Open Subtitles تحقيقات الشرطة حُفظت بسبب الدلائل المتناقضة.
    Bu beklenmeyen haber bir karmaşa yarattı her türden çelişkili tepkiler. Open Subtitles هذه الأخبار الغير مُتوقعة أسفرتعنضجة... وإلى جميع أنواع ردود الفعل المتناقضة.
    Ama bence yıllar sonra bile beni ondan koparamayan daha başka bir şey, o da şu: kızın yüzündeki bakış, yüzündeki çelişkili bakış. TED ولكن أعتقد الشيء الذي جعلني أستمر في العودة إليها سنة بعد سنة، هو شيء أخر تماماً، ألا وهو نظرتها، النظرة المتضاربة على وجهها
    Bu çelişkili bir ifade. Open Subtitles هذا مخالف للقواعد
    Filitre tulumbalarını çelişkili bulmaya başlıyorum. Open Subtitles انا أُصبحُت متناقض القراءات عن مضخاتِ الترشيح
    Çünkü çelişkili noktaları asimile edip onları ortak bir sese indirgeyecek bir kişi arıyorum. Open Subtitles لأني أبحث عن شخص يمكنه ان يستوعب وجهات نظر متناقضة و جعلهم يصبحون كصوت واحد
    Bu biraz çelişkili geliyor, Kaptan. Open Subtitles يبدو هذا متناقضاً نوعاً ما يا قائد
    Bu iki ifade birbiriyle çelişkili. Open Subtitles هذا الجملتان تعارض إحداهما الأخرى
    Sebebi DNA'nda deney methoduyla ters düşen, çelişkili materyaller olmasıydı. Open Subtitles هذا لأنه كان هناك مادة غريبة من حمضك النووي وقد ظننت أن ذلك كان مجرد تضارب في طريقة الاختبار
    Carlos'un yaşamındaki çelişkili dönemlerden dolayı film, uluslararası bir teröristin 20 yıllık süreçteki hayatının hikayesiymiş gibi izlenmelidir. Open Subtitles "ولأنّ مراحل مهمّة من حياة (كارلوس) المثيرة للجدل مبهمة، "فإنّ هذا الفيلم قبل كلّ شيء محض خيال "يسرد عقدين من مسيرة أحد أشهر الإرهابيين عالمياً
    Birden fazla rapor var. Çoğu da çelişkili. Open Subtitles الكثير من التقارير وبعضها متعارض.
    Bölgedeki sağlığa yönelik çalışmalar çelişkili ve kaygı verici. TED الدراسات الصحية التي أجريت في المنطقة متضاربة ومشحونة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد