Ve bu, sonuçlardan biriydi. Günümüzdeki atın çenesi, arkamdaki Tank gibi. | Open Subtitles | و هذه واحدة من النتائج، فك الحصان المعاصر، مثل الصهريج هنا. |
çenesi kırılmış ve geri düzeltilmiş, sol bacağı da aynı şekilde. | Open Subtitles | لقد كُسر الفك و أعيد إلى مكانه نفس الشيء بالنسبة للساق اليمنى |
Elmacık kemikleri çıkık ve çenesi sivriydi. | Open Subtitles | يمتلك عظم وجنيّ مُرتفع وله ذقن مُدبّب. أجل. |
Diğer yaraları arasında kırık çenesi de var. | Open Subtitles | لأن فكه مكسور بالإضافة للإصابات الخطيرة التي به |
Çeneni hemen kapatmazsan, çenesi kıçına değen ilk insan olacaksın. | Open Subtitles | إن لم تخرس ، ستكون أول شخص يلمس ذقنه مؤخرته |
Öteki krallık en iyisi gibi görünüyor... ta ki öteki çenesi kapanıp ensest döküldüğünde ağzından... ve işe yaramaz bir kanuna olan itaatini koyverdiğinde. | Open Subtitles | حتي يكشف فكها الآخر عن زنا المحارم يقصد واقع الحياة المرير الحياة بها طاعة عمياء من اجل النفاق |
Amerikan siyah ayısının dar bir burnu ve inanılmaz bir ezici güce sahip geniş bir çenesi vardır. | Open Subtitles | الدب الأمريكي الأسود لديه أنف ضيق و فك كبير مع قوة تحطيم هائلة |
- Çölde çenesi kırık bir çakal bulabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | يمكنك ان تجدي ذئباً برياً واحداً ذو فك مشوه في الصحراء؟ |
Sesi kırık bir çenesi varmış gibi çıkan adam. | Open Subtitles | يبدو إنه يتكلم من فك مكسور هل يعني هذا أن ستساعدني مع مشكلتي الصغيرة ؟ |
Bazıları buna "yaşam çenesi" der. | Open Subtitles | بعض الناس يطلقون عليه ، الفك المفترس في الحياة |
Beş kaburga kemiği ve burnu kırılmış, çenesi çatlamış. | Open Subtitles | خمسة كسور في الضلوع ، وأنفه، كسر في الفك. |
çenesi sağlam, belki dişlerinden kimliğini tespit edebiliriz. | Open Subtitles | الفك سليم، يُمكننا أن نتعرف عن هويتها عن طريق الأسنان. |
Dağılmış saçları, keskin hatları olan çenesi hayatları kurtardığı bir günün ardından lekelenmiş suratıyla göz bandı gözlerini mükemmel bir şekilde kapatıyordu. | Open Subtitles | لقد رأته شعر منفوش , ذقن منحوته وجهه ما زال ملطخ بسبب يوم من إنقاذ الأرواح رقعة عينه |
Burnu. Gözleri. çenesi. | Open Subtitles | اذن عين ذقن كله هنا علي المنصه |
çenesi, altı parmağı ve dizi kırılmış. | Open Subtitles | أرى أن فكه كسر و كذلك 6 أصابع و ركبته، أيضاً |
Dişleri ve çenesi uzun zaman açıkça zehir maruz kalmış. | Open Subtitles | من الواضح أن أسنانه و فكه عانوا بمرور الوقت |
çenesi hayalar gibi görünüyor. Onu kaptamamı ister misiniz? | Open Subtitles | ذقنه يبدو كالخصيتان هل تريدني تغطية هذا أيضاً؟ |
"Dudağı kavrulmuştu ve alt çenesi hiçbir şekilde hareket etmiyordu." | Open Subtitles | "الشفتان ملتهبتان، ومن غير الممكن تحريك فكها" |
Burnu, ağzı, çenesi ve alnında belirgin bir gurur okunuyordu. | Open Subtitles | كانت تملك الإبتسامة ذاتها، الأنف، الفمّ، الذقن والجبين. حين كانت طفلة، كانت تحظى بشعبيّة جارفة في مسقط رأسها |
Ona gece yarısından sonra yemek yemeyi yasakladılar ve şu anda yabancı bir yerde çenesi ses çıkarıyor ve korkmuş durumda. | Open Subtitles | لقد منعوه عن الأكل بعد منتصف الليل وهو جائع الآن، وهو في أرضٍ أجنبية ومازل فكّه يصدر أصواتاً وإنّه فزعٌ جداً |
Orada inişin nereye yapıldığını söyleyecek çenesi düşük biri var mı? | Open Subtitles | أيّ شخص من فرقة بيكر له فم كبيرا؟ يخبرنا أين منطقة الأنزال تقع أين؟ |
1.80 boylarında, taş gibi çenesi, geniş denizci omuzları var. | Open Subtitles | إنها تقريباً 6.1 مع فكين متماسكين وأكتاف الجيش العريضة |
O konuş, yaprak yüzeyindeki küçük tüyleri harekete geçirir ve sinekkapanın çenesi kapanır. | TED | يحفّز هبوطه الشعرات الصغيرة على سطح الأوراق، وينغلق فكّ نبات خنّاق الذباب حوله بشكلٍ مفاجئ. |
Hey çenesi düşük, sen kuyuya bir bak bakalım içinde neler yapabilirsin? | Open Subtitles | هيه, ثرثار. لماذا لاتبدأ بالركض الى ذلك البئر وتنظر اذا كان بامكانك ان تفعلها؟ |
Harika. Tüm hafta sonunu bu çenesi düşük ihtiyarla geçirmek zorundayım. | Open Subtitles | عظيم، والآن علي قضاء عطلة نهاية الأسبوع معه في السيارة، هذا الثرثار ذو الأزيز |
Geveze, laf ebesi, çenesi düşük iri göğüslü deli kadının teki. | Open Subtitles | كيس من الثرثرة مليئة بالقذارة مخادعة امراة اشبة بالرجال |
- çenesi bir an durmuyor. | Open Subtitles | بل يثرثر طوال الوقت، كالعجائز المسنّات |