| Dünyaya ve çevrendeki insanlara sanki duyguların varmış gibi yapıyorsun. | Open Subtitles | تظاهر بأنّ مشاعرك موجودة لأجل العالم ولأجل الناس من حولك |
| Eğer bunun ortaya çıkmasına izin verirsen, çevrendeki dünyanın değişeceğini görebilirsin. | Open Subtitles | إذا سمحتي بخروجه يمكنك ِ تغيير العالم الذي هو من حولك |
| Buraya, senin ve çevrendeki tüm varlıkların amına koyayım demeye geldim. | Open Subtitles | حسناً، ها أنا لأقول لك تباً لك وإلى الكيان الذي حولك. |
| çevrendeki insanlara ne kadar çok sıkıntı verdiğinin farkında değilsin. | Open Subtitles | لا يوجد لديك فكرة وكم كنت إزعاج حياة الجميع حولك. |
| çevrendeki bütün insanların cidden tuhaf olduğu hissi ne demek biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين كيف يبدو الأمر، بأن يكون لديكِ ذلك الشعور بأن جميع من حولكِ يتصرفون بغرابة؟ |
| çevrendeki her şeyi değerlendirebilmeli ve bunları hesaplamalısın. | TED | تريد أن تتمكن من تحليل كل ما يدور حولك وان تحسبهم. |
| Ve çevrendeki insanlar sürekli sana olmayacağını söylüyor. | Open Subtitles | و الناس من حولك يقولون لك ان الامر لن ينجح |
| Ama o seni kontrol ederse, seni ve çevrendeki her şeyi yakar kül eder. | Open Subtitles | ولكن لو تحكم بك هذا الشئ سوف تحرقك وتحرق كل من حولك |
| Eğer görülürsen; çevrendeki insanların arasına karışmalısın. | Open Subtitles | وإذا رآك أحد فيجب أن تختلط مع الناس من حولك |
| - Ama çevrendeki her şeyi kontrol etme ihtiyacının işareti bu. | Open Subtitles | باستثناء أنها تشير إلى رغبة منك في التحكم بمن حولك |
| çevrendeki insanların birbirlerine hediyeler verdiğini, uzun süreli anlamlı ilişkilerini görüyorsun ve bunlardan sende olmadığı için bilinç altının derinliklerinde bir yerden kendine hediyeler yaratıyorsun. | Open Subtitles | ترى النّاس من حولك يتهادونَ فيما بينهم ويحافظون على روابط غنيّةٍ ومتينة |
| Onu duydun ve Tanrı'nın duyduğu sesleri duyduğunda çevrendeki insanları duyuyorsun. | Open Subtitles | لقد سمعته وحين تسمعين الأصوات التي يسمعها الرب تسمعين الناس حولك تقرأين أفكارهم |
| çevrendeki denizi görmek için - televizyon seğreder ... ve kendini sıkışmış hissedersin... | Open Subtitles | كــم مره تنظر للسقف حولك وتشعر بـأنـك محاصر ؟ |
| Arkadaşların ve çevrendeki insanlarla oynuyorsun. | Open Subtitles | إذن أنت تتحكم في أصدقاءك و كل الناس حولك |
| çevrendeki herkes yaşlanıp ölürken aynı yaşta kalmak çok yalnız hissettiriyordur. | Open Subtitles | بالحفاظ على نفس العمر والاشخاص من حولك يكبرون ثم يموتون. لابد وان هذا شيئا موحشا |
| Onun gözlerine bakarsın ve çevrendeki tüm dünya kaybolur gider. | Open Subtitles | فيالبداية،تنظرإلىعينيها، وكل العالم من حولك يتلاشى |
| Şunu bilmelisin, çevrendeki herkese karşı sadakatsizsin! | Open Subtitles | يجب عليك أن تعلم هذا، لقد كُنت خائن لكُل من حولك |
| Kim olduğunu bilmen ve çevrendeki herkese çekidüzen vermen hoşuma gidiyor ama bana üzgün görünüyorsun Olivia. | Open Subtitles | كيف أن النبيذ نوع من الطعام بالنسبة لك. أحب أنك تعرفين نفسك جيداً، وأنك تصلحين كل شيء حولك. |
| çevrendeki herkes tehlikeli madde için özel giysi giymiş, farkındasın değil mi? | Open Subtitles | هل تدرك أن الجميع من حولك يرتدي بدلة المواد الخطرة، أليس كذلك؟ ونحن محصنين ضد القنابل النووية. |
| Senin kara büyünü ne kadar çabuk çıkartırsak, ...sen ve senin çevrendeki insanlar o kadar güvende olur. | Open Subtitles | كلما اسرعنا في التصدي لسحركِ المظلم كلما زادَ امنكِ والناس الذينَ حولكِ |
| Dur ve çevrendeki gülüşler denizini izle. | Open Subtitles | توقف وحدّق في بحر الإبتسامات الذي يحيط بك |
| çevrendeki pek çok kişi hapiste bulundu. | Open Subtitles | العديد من المحيطين بك لابدّ وأنهم قضوا فترة عقوبة بالسجن |