Ve sizin sadece şu üç basit kuralı takip etmeniz gerekiyor. yöresel ol, çevrenin öncülüğüne izin ver ve torunlarınız nasıl inşa ederlerdi onu düşün. | TED | ويتوجب علينا فقط إتباع هذه القواعد البسيطة جداً: كن محلي الطابع، دع البيئة تقود المسألة وفكّر حول كيف سيبني أحفادك. |
Ya çevrenin durumuna yönelik herhangi bir endişe duymayıp yalnızca birisinin bir yerde bu meseleyi çözeceğini umsaydım? | TED | ماذا لو لم أولي بعض الاهتمام لحالة البيئة وفقط تمنيت أن شخصًا ما في مكان ما سيولي الاهتمام لتلك القضية؟ |
Bu büyük dedemin insanlara sağladığı hareket özgürlüğünün tehdit edilmesi, çevrenin de tehdit edildiği gibi. | TED | وتلك هي حرية الانتقال التي قدمها جدي الاول الى الناس يتم تهديدها الان ,تماما مثل البيئة |
Yapılı çevrenin de düzenlenmesiyle, halkın yaşam şekli ve aidiyet duygusu da değişmeye başladı. | TED | فبتغير شكل البيئة المبنية من حوله، بدأت أنماط الحياة والشعور بالانتماء للجماعات بدأت أيضا تغيير. |
Bu 50.000 yıl sürerdi, çevrenin bu kadar zamanı yok. | TED | ذلك سيأخذ 50000 سنة، وهو كثير جداً بالنسبة للبيئة. |
Alma şu şeyi. Arabalardan nefret ederim. çevrenin içine ediyorlar. | Open Subtitles | لا تشتري هذة، أنا أكره السيارات إنها تفسد البيئة |
Bu çevrenin ucuz, yağlı yemeklere karşı değişmez bir düşkünlüğü var. | Open Subtitles | البيئة المسمومة أصبحت عادة عندنا لأنها أرخص وأسرع |
Karmaşık yaşamın tutunabilmesi için, çevrenin nispeten istikrârlı kalması çok önemlidir. | Open Subtitles | البيئة التي تظل مستقرة نسبياً ضرورية لبقاء الحياة المعقدة. |
Çin'in bugün karşı karşıya olduğu, doğal ortamdaki kaynaklara yaşam alanlarına ve çevrenin kalitesine yönelik artan tehditler hepimizin ortak sorunlarıdır. | Open Subtitles | القضايا التى تواجهها الصين اليوم تزايد الضغوط على الموارد وفضاء حيّ و نوعية البيئة هي تلك التي تواجهنا جميعا |
Tamam, amacımız çevrenin zarar görmesini engellemek ve bunu insan ırkını korumak adına yapıyoruz. | Open Subtitles | حسناً , عملنا هو حماية البيئة من المخاطر وبذلك نحافظ على الجنس البشري أيضاً |
Şey, eğer haklıysak eşcinsellikte kişisel tercihin veya çevrenin etkili olmadığını genetikle alakalı olduğunu kanıtlayacağız. | Open Subtitles | سنثبت أن الشذوذ هو أمر وراثي وليس الإختيار أو البيئة |
İngiltere'nin önde gelen iklimbilimcilerinden oluşan bir ekipten küresel çevrenin nasıI değiştiğini binlerce yıI geriye giderek ortaya çıkarmalarını istedik. | Open Subtitles | سألنا فريقاً من علماء المناخ البريطانيين البارزين لمعرفة كيف تغيّرت البيئة العالمية، بالعودة لآلاف السنين |
çevrenin kontrol etmediğiniz tek parçası insanların yaşadığıymış. | Open Subtitles | إنّه الجزء الوحيد من البيئة الذي لم تتفقداه الناس الذين يعيشون فيه |
Hangi genetik özelliklerin ortaya çıkacağı konusunda çevrenin önemli bir etkisi var. | Open Subtitles | البيئة لها تأثير كبير على التعبير الوراثي |
Algoritmalarıma göre bu zaman çevrenin sıfırlanması için yeterliydi. | Open Subtitles | فوفقًا لمعادلاتي فهذا وقت كافٍ لتستعيد البيئة وضعها الطبيعي. |
Oyuncu çevrenin durumunu ve bizim çalıştığımız şartları göz önünde bulunduran bir tedbir uyguluyor. | TED | ينفّذ الممثل سياسة أو خطة تأخذ فى الإعتبار حالة البيئة والسياق العام الذي نحن نديره . |
Aslında size olabileceğini söyleyebilirim, çünkü bu tür spektrumlar kitapta ne gördüğün gibi ve amino asitlerde ne gördüğün gibidir. Gerçekten çevrenin nasıl değiştiğini fark etmessiniz, çok sağlam; O ortamı yansıtacak. | TED | استطيع القول في الواقع نعم هي كذلك لأن هذا النوع من الطيف, تماماً مثل الذي شاهدتوه في الكُتب وايضاً مثل الذي شاهدتوه في الاحماض الامينية لا يهم كيف تُغير البيئة , انها بصمة قوية سوف تعكس البيئة |
Böylece hedeflerimiz oldu ve her bir hedef -- hepsinin üstünden geçmeyeceğim -- insanı ve onların sağlık meselesini merkeze koyar ve sonra onları, sağlıklı kalmaları için gerçekten ihtiyaçları olan fiziksel çevrenin parçasına bağlar. | TED | لذلك كان لدينا الأهداف, و كل هدف منها-- لن أدخل بكامل التفاصيل-- يضع على مركز الشخص و موضوع الصحة ثم يوصلهم الى أجزاء البيئة المادية المحيطة كان ذلك ضروري من أجل الحفاظ على صحة جيدة |
Çalışmalarımın odağı toplum hayatımızın çevrenin bir parçası olduğunu düşünmemle bağlantılı olarak mimarinin doğal yerel şart ve geleneklerden geliştiği. | TED | عملي يركز على الإتصال بين كلا من التفكير حول حياتنا الإجتماعية وكونها جزء من البيئة حيث تنمو العمارة من الظروف الطبيعية والمحلية والعادات |
Ayrıca, çevrenin liderleri nasıl şekillendirdiklerini, yaptıkları hamleleri ve bu hamlelerin görev sürelerinin ötesindeki etkilerini anlamak için başkanlık kütüphanelerinde sayısız saatler harcadım. | TED | وقضيت ساعات لا تحصى في المكتبات الرئاسية وأنا أحاول فهم كيف عملت البيئة على تشكيل القادة، والمبادرات التي قاموا بها، ثم بعد ذلك تأثير تلك المبادرات إلى أبعد مدى. |
Kara, deniz ve hava kirlenmesi. çevrenin ırzına geçilmesi. | Open Subtitles | تلوث الأرض والبحر والهواء واغتصابنا للبيئة |