Ona verdikleri çiçeği bozmak istemediği için paltosunun önünü kapatmamış. | Open Subtitles | أعطوها زهرة كجائزة ولم ترد تطبيقها لذلك لم ترتب معطفها |
Senin gibi güzel bir çöl çiçeği dünyanın en güçIü adamının kollarında olmalı. | Open Subtitles | زهرة الصحراء الجميله مثلك يجب أن تكون بين ذراعى أقوى رجل فى العالم |
A dost, ben çiçeği koparmaya giderken sen de davulunu çal. | Open Subtitles | يـا صــاح, قم بالقرع على الطبل بينما أصعد لقطف تلك الزهرة. |
Renk, koku, nektar ve şekil hepsi çiçeği çekici kılmak içindir. | Open Subtitles | اللون ، الرائحة ، الرحيق والشكل جميعها لجعل الزهرة لا تُقاوم |
Nil'in gri çamurunda nilüfer çiçeği açar. | Open Subtitles | زهور اللوتس تزدهر فى الطين الرمادى للنيل |
Çocuklar bir sığır hırsızı için bile olsa birkaç çiçeği çok görmez. | Open Subtitles | الرجال لن تغضبهم الزهور حتى بالنسبة لسارق ماشية |
Bu gördüğünüz boyu 60 santimetreye yaklaşan fil yamı çiçeği. | Open Subtitles | ارتفاع حوالى 60 سنتيمترا , وهذا هي زهرة البطاطا الضخمة. |
Bayan Wang sana bir eş buldu mu, Kar çiçeği? | Open Subtitles | هل وجدت السيدة وانغ شخص لك , زهرة الثلج ؟ |
- Bu marshmallow-kökü çiçeği. - Mallow votkası şişesinin üzerinde. | Open Subtitles | هذه هي زهرة جذور المارشميلو في زجاجة من مالو فودكا |
Evet, bu bir kara mayını tespit çiçeği. | TED | بالضبط، إنها زهرة تكتشف الالغام الارضية. |
Ona verdikleri çiçeği bozmak istemediği için paltosunun önünü kapatmamış. | Open Subtitles | تعرضت للبرد وهي عائدة من المدرسة أعطوها زهرة كجائزة ولم ترد تطبيقها لذلك لم ترتب معطفها |
Sen haklıydın, yaban çiçeği. Senden öğrenecek çok şeyim var. | Open Subtitles | لقد كُنتِ محقة أيتها الزهرة البرية يوجد الكثير لأتعمله منكِ |
Ve o arı şüphesiz zannediyordu ki, Ben o ağaç için, yani onun çiçeği için ordaydım, Nektarı alıp gidecektim. | TED | وتلك النحلة ، لا شك ، استنتجت أنها قررت أنا ذاهبة لشجرة التفاح تلك، أنا ذاهبة لتلك الزهرة سآخذ الرحيق وأغادر |
Botanikçi olduğumu düşünmeyin ama kalenin tek çiçeği bu. | Open Subtitles | لا تعتقد بأننى أصبحت عالم نباتات لكنها الزهرة الوحيدة فى هذة القلعة |
Nil'in gri çamurunda nilüfer çiçeği açar. | Open Subtitles | زهور اللوتس تزدهر فى الطين الرمادى للنيل |
Bana bunların ne çiçeği olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | لا أفترض أن تخبروني أي نوع من الزهور هذه ؟ |
Al şu aptal çiçeği de bana şöyle bolca üzümlü krep getir. | Open Subtitles | خذ الوردة الغبية فحسب و احضر لي كومة كبيرة من فطائر التوت |
Her zaman çiçek isimlerini bilmezdim ama, yakın zaman içinde, gördüğüm pek çok çiçeği tanımaya başladım. | Open Subtitles | أنا لم أكن أعرف أسماء الأزهار ولكن يبدو مؤخراً أنني أعرف أسماء كل الأزهار التي أراها |
Kiraz çiçeği bir hafta içinde dökülür-- en hafif rüzgarlarda dağılır-- bu özelliği onu daha da güzel yapar. | TED | تسقط أزهار شجر الكرز في غضون أسبوع واحد ويمكنُ تحركها بعيدًا في يومٍ ذي نسيم عليل وهذا ما يجعلها أكثر جمالًا. |
Çocuklara artık su çiçeği aşısı yapmıyoruz, çünkü artık su çiçeği diye birşey yok. | Open Subtitles | نحن لا نطعم الأولاد ضد الجدري لأنه ليس هناك جدري. |
Muhteşem bir kadın durup dururken birine "güneş çiçeği" vermez. | Open Subtitles | لا توجد إمرأة رائعة تسلّمْني فقط ورود بدون مقابل. |
- çünkü su çiçeği çıkarıyordum, seni ahmak. | Open Subtitles | عجزت عن الخروج لإصابتي بالجدري أيها الفاشل |
Aslında bu bir ağaç, bir söğüt. Bunlar da söğüt çiçeği. | Open Subtitles | طوروا الشقوق والفتحات التى تعطية اسم نبات الجبن |
- O bir Japon süsen çiçeği. - Aklın hep işinde, değil mi? | Open Subtitles | آنها نبتة السوسن اليابانيه لا تستطيع التبدل فحسب , نيكلوس |
senin gibi güzel bir çöl çiçeği dünyanın en güçlü adamının yanında olmalı. | Open Subtitles | وردة صحراء جميلة مثلك يجب أن تكون بين ذراعي أقوى رجل في العالم |
Hiro duvara yüzlerce kırlangıç ve bir kiraz çiçeği ağacı çiziyor. | Open Subtitles | الفنان , هيرو , قام برسم شجرة كرز تمتلك 100 برعم على الجدار |
Uzun olanlar hezaren çiçeği. | Open Subtitles | الورود الطويلة من نوع الدلفينين |