Çiçekçinin kocası bir şeye gülüyor. Gözlerinin etrafında kırışıklıklar var. | Open Subtitles | إن هذا بائع الزهور يضحك لديه دوائر حول عينيه |
Çiçekçinin kocası bir şeye gülüyor. Gözlerinin etrafında kırışıklıklar var. | Open Subtitles | إن هذا بائع الزهور يضحك لديه دوائر حول عينيه |
Çiçekçinin yazdığı aptal bir kartla çiçek gönderdiler. | Open Subtitles | أرسلوا الزهور مع بطاقات تافهة. كُتبت من قِبل بائع الزهور. |
-Anne, inan-- Çiçekçinin söyledikleriyle ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | حتى لو أنكِ صديقة لبائع الزهور |
Çiçekçinin hakkını düştükten sora kalan... | Open Subtitles | ناقص تلك التي ستخصم لبائع الزهور |
Barınağa giderken Çiçekçinin önünde durabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا التوقف عند متجر الزهور في طريقنا للملجأ؟ |
Borular çiçekçiye uzanıyor olmalı, oraya ulaşırsam Çiçekçinin telefonunu kullanıp yardım çağırabilirim. | Open Subtitles | ،أن هذا يصل إلى بائع الزهور ،وإن استطعت الوصول إلى هناك ربما سأستطيع استخدام هاتفهم و الاتصال بـ911 |
Yani bir Çiçekçinin bana burada suikast hazırlamış olabileceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أتظن بائع الزهور جالس هناك ليعد إغتيالاً... على أمل أنني سأمر به؟ |
Çiçekçinin kartı olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون بطاقة بائع الزهور في. |
Kartın arkasına bak. Çiçekçinin adresi var. | Open Subtitles | انظري بالخلف، يوجد عنوان بائع الزهور. |
Belki Çiçekçinin kendisi? | Open Subtitles | .... لربما بائع الزهور |
Çiçekçinin kafasının etini yedim resmen. | Open Subtitles | لقد تجادلتُ بائع الزهور * |
Çiçekçinin ismi burada. Dükkanı arayabilirim. | Open Subtitles | اسم متجر الزهور مدون هنا أستطيع الإتصال بهم |
Çiçekçinin telefonunu istiyorum senden. | Open Subtitles | أريد رقم هاتف متجر الزهور. |