Bahar geldiğinde limon ağacı çiçeklerinin kokusu havayı kaplar. | Open Subtitles | و تستطيع أن ترى التلال أيضا و عندما يأتي الربيع ستستنشق رائحة الأزهار من أشجار الليمون |
Yolun kenarındaki kır çiçeklerinin yetiştiği araziyi hâlâ hatırlıyorum. | Open Subtitles | أَتذكّرُ هذا الحقلِ مِنْ الأزهار البريةِ على جانب الطريقِ |
Ya da çiçeklerinin eşek arısı görüntüsü almasını sağlayarak bir bitkiyi de hayvan kılığına sokabilir. | Open Subtitles | أو أن يموه نبات ليبدو كحيوان الأزهار المتطورة التي تأخذ شكل دبور |
Meşe çiçeklerinin etrafında uçuşuyorlar, çok sayıdalar. | Open Subtitles | هناك الكثير منهم يطيرون حول زهور البلوط. |
Hayır, kır çiçeklerinin olduğu sevdiği bir tarlada gömüldü. | Open Subtitles | لا، لقد دُفنت في حقل زهور برية كانت تحبه |
Yolun kenarındaki kır çiçeklerinin yetiştiği araziyi hâlâ hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر الأزهار البرية على جانب الطريق. |
Her yerde kır çiçeklerinin ve ben "evet" dediğimde salınacak kelebeklerin olacağı bir çayırda evlenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتزوج في مرج تملؤه الأزهار البرية وفراشات يتم إطلاقها عندما أقول "قبلت". |
Nilüfer çiçeklerinin görüntüsü de çok güzeldir. | Open Subtitles | منظر الأزهار جميل جداً أيضاً |
- Aynı kır çiçeklerinin altında aynı kilisenin arkasına gömülü. | Open Subtitles | ... هو مدفــون - خلــف نفس الكنيسة - محاط بنفــس الأزهار البريــة |
Hayır, kır çiçeklerinin olduğu sevdiği bir tarlada gömüldü. | Open Subtitles | لا، لقد دُفنت في حقل زهور برية كانت تحبه |
Kocamın ödüllü çiçeklerinin üzerinde yürüyordunuz. Ben Bayan Chumley, Dr. Chumley'nin karısıyım. | Open Subtitles | كنت تتجول فوق زهور زوجى "أنا السيدة "شاملـى |