çimenlerde durarak içeriye bakmış olmalı. | Open Subtitles | واقفاً على العشب يستطيع أن يرى ما بالداخل |
Bunu parkta yapabilirdik, çimenlerde gerçek bir piknik gibi olurdu. | Open Subtitles | أتعلمين, كان بإمكاننا فعل هذا في المنتزه مثل نزهة حقيقية في الخارج على العشب |
Çocuklar, bu topu alıp çimenlerde oynamanız gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | تحتاجُ أن تأخذُ الكرة وتلعبوا على العشب ,حسناً ؟ |
Evet, dışarıda çimenlerde yanmış izler vardı, bir geminin inme izleri. | Open Subtitles | أجل, هناك آثار احتراق على العشب خارجا آثار لرُسو مركبة |
Goblinlerin çekilmesini izlerken, 67 yaşında silahsız bir adamın ıslak çimenlerde titreyerek yattığını görüyorsunuz. | Open Subtitles | أثناء مشاهدتكم لإنسحاب العفاريت تلاحظون أنه هناك عجوز عاري في الـ 67 مستلقي على العشب |
Ona çok benzer, sadece, buz yerine çimenlerde oynanıyor. | Open Subtitles | إنها مثلها كثيراً تلعب فقط علي العشب بدلاً من الجليد |
Terapi beş dakika içinde çimenlerde başlayacak. | Open Subtitles | العلاج الجماعي سيبدأ بعد خمس دقائق على العشب |
Göl kenarında çimenlerde yürüdüğümü hatırlıyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أتذكر الاستيقاظ على العشب بالقرب من البحيرة. |
Nalları çimenlerde hiç ses çıkarmıyordu. | Open Subtitles | حوافره لم تصدر صوتاً على العشب |
Bu çimenlerde çok sıçmışım. | Open Subtitles | لقد تبرّزت كثيراً على هذا العشب. |
Onu çimenlerde yatarken buldum. | Open Subtitles | وجدتها مستلقاة على العشب |
Plastik topum çimenlerde zıplamıyor. | Open Subtitles | كرتي القفازة لا تعمل في العشب |
"Ve çimenlerde onunla yürüyecektim." | Open Subtitles | " .. وأتجوّل بين العشب المرقّط الطويل" |
çimenlerde koşmaya bayıIır. | Open Subtitles | إنه يحب أن يجري على العشب |
At, çimenlerde koşmaya bayıIır. | Open Subtitles | الحصان يحب أن يجري حول العشب |