Oldukça gezip görmüş birisi ve batıda pek çok ülke olduğundan bahsetti. | Open Subtitles | لقد سار مسافات شاسعة، وأخبرني أنه يوجد الكثير من البلدان نحو الغرب. |
Buradaysa kadın başına iki çocuktan az pek çok ülke var. | TED | وهنا، إلى الأسفل، هناك العديد من البلدان التي لديها أقل من طفلين لكل امرأة. |
Sonuç olarak, bizim karşılaştığımız problemlerle karşılaşan bir çok ülke var. | TED | خاصة إن هناك العديد من البلدان الأخرى التي تواجه نفس مشاكلنا التي نواجه. |
Çin, Rusya ve bir çok ülke sanal saldırı yeteneklerini arttırmaya çalışıyor kesinlikle yaptıkları şey bu. | TED | في الصين و روسيا و في العديد من الدول الأخرى و التي تشهد أعمال قرصنة على الانترنت، هذا ما يفعلوه بالتحديد. |
Bir çok ülke yardım önerdi , Dışişleri Bakanlığı... ihtiyaç olursa isteyeceklerini söyledi. | Open Subtitles | العديد من الدول عرضت تقديم المساعدة لكن وزارة الخارجية صرحت أننا كنا سنطلب المساعدة إذا إحتجنا لها |
Diğer pek çok ülke arasında, Sovyetler Birliği'nde de çalıştım 1932' den 1937' ye kadar. | TED | ومن بين الأشياء الأخرى، البلدان الأخرى التي عملت فيها، كان الاتحاد السوفييتي حيث عملت من ١٩٣٢ إلى ١٩٣٧.. في الواقع إلى ١٩٧٦ |
İşim bana bir çok ülke gezdirdi ve bana dünyanın büyük kısmını gösterdi. | TED | أخذني عملي إلى العديد من البلدان وأراني جانباً عظيماً من العالم |
Ancak bu serbest ticaret bölgelerini yaratma oyununda artık o kadar çok ülke vardır ki şirketlerin bu küçük gayri-millileştirilmiş bölgelerine gelmeleri için daha daha çok teşvikler sağlamaları gerekir. | Open Subtitles | سيكون هناك ثأثير للسيوله في المجتمعات. لكن لأن الكثير من البلدان دخلت الآن في اللعبة |
Bir çok ülke yardıma koştu—pek çok sivil toplum örgütü ve diğer kuruluşlar, fakat bazı yerlerde de bunun tam tersi oldu. | TED | العديد من البلدان أتت للمساعدة، العديد من المنظمات غير حكومية و غيرهم كما تعلمون لكن بنفس الوقت، حدث العكس في العديد من المناطق. |
Bu önemli bir ilerlemedir, ama bu hızlı bir reaktör gibi ve bir çok ülke bunlardan inşa etti. dolayısıyla hızlı bir reaktör yapan herhangi bir kimse, ilki inşa etmeye de adaydır. | TED | إنه تقدم مهم ، لكنه مثل المفاعل السريع ، والكثير من البلدان قد بنته ، لذا فأن أي دولة قد بنت مفاعل سريع ، هي مرشحة أن تكون من أوائل الذين يبنوه . |
Yapılacak o kadar çok şey, faydalı olabileceğim o kadar çok ülke var ki. | Open Subtitles | أشعر أن هناك العديد من الأمور التيينبغيالقيامبها فيالعالم... في كثير من البلدان المتخلفه ... حيث قد أكون مفيداً. |
Ancak, Birleşik Devletler de dahil bir çok ülke Bolivya'ya karşı yeni bir ilgi alanı geliştiriyor. | Open Subtitles | لكن العديد من الدول على وشك أن يتجدد إهتمامها ببوليفيا، بما فيهم الولايات المتحدة |
Çin bölgedeki bir çok ülke ile askeri anlaşmalar imzaladı. | TED | وقعت الصين إتفاقيات دفاع مع كثير من الدول في المنطقة . |
Bir zamanlar, uygulanan birincil teknik buydu, ve, aslında, pek çok ülke sıtmadan DDT ile kurtuldu. | TED | ذات مرة, كان هذا هو الأسلوب الأساسي, و في الواقع الكثير من الدول تخلصوا من الملاريا بواسطة الDDT. |