Şu bir gerçek ki bugün dünya daha önce olduğundan çok daha tehlikeli. | TED | من الواضح أن العالم اليوم أصبح أكثر خطورة مما كان عليه من قبل. |
Onsuz, 23. tümendeki her asker için görevler çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | من دونه ، المهمة أكثر خطورة على كل جندي بالـ 23 |
Aksi takdirde, güvenlik adına, bulduğumuzdan çok daha tehlikeli ve çok daha istikrarsız bir dünya bırakma riskini alıyoruz. | TED | غير ذلك، باسم الأمن، نحن نُخاطر بترك العالم كمكان أكثر خطورة وأقل استقرارًا مما وجدناه عليه. |
O olmadan bu tehditler çok daha tehlikeli bir hâle gelir. | TED | وبدونه فستتصاعد تلك التهديدات إلى شيء أخطر بكثير. |
Kapıdan kapıya sıçramaktan çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | و ذلك أخطر بكثير من القفز ما بين الأبواب |
Ama görünüşe göre, sandığımdan çok daha tehlikeli biriymiş. | Open Subtitles | لكنه كان أخطر مما ظننت، كما هو واضح. |
çok daha tehlikeli durumlarla karşılaşacağım. | Open Subtitles | فمؤكد أني سأتعرّض لمواقف أخطر من هذا بكثير بشكل منتظم. |
Senin orası buradan çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | أحياءكم أكثر خطورةً من حيّي |
Burası geride bıraktığın şeylerden çok daha tehlikeli! | Open Subtitles | لكن لا يُمكنكِ البقاء هنا بمكانٍ أكثر خطراً ممّا تركته خلفكِ! |
Yine de konak değiştirmesi yayılma aşamasına geldiğinde virüs çok daha tehlikeli bir hal alır. | TED | إلا أنه، بمجرد أن تصل قفزة بين العوائل إلى مرحلة الانتقال، يصبح الفيروس أكثر خطورة بكثير. |
Polislik işi artık eskisinden çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | عمل الشرطة اليوم لقد أصبح أكثر خطورة بكثير مما كان عليه في أيامك. |
Ama alaca karanlıkta plato çok daha tehlikeli bir yer haline gelir. | Open Subtitles | لكن عند الغسق ، يصبح السهل مكان أكثر خطورة. |
Ancak gördüğümüz üzere, çok ender rastlanırlar dahası, gökyüzünde veya Dünya üzerinde onlardan çok daha tehlikeli şeyler vardır. | Open Subtitles | ولكن كما رأينا فإحتمالها نادر جدا وهناك أشياء اخري في السماء وعلى الأرض هي أكثر خطورة |
Keşke seni de yanıma alabilseydim ama benimle gelmen, burada kalmandan çok daha tehlikeli olur. | Open Subtitles | أتمنـّىَ لو بإمكاني أصطحابكَ، لكن مرافقتي أكثر خطورة من بقائكَ هنا. |
Göründügünden çok daha tehlikeli oldugunu defalarca kanitladi ayrica unutma, ekibinin kalani sadece birkaç adim uzaklikta. | Open Subtitles | لقد ثبت لي مراراً وتكراراً أنّه أكثر خطورة ممّا يبدو عليه، وتذكّري، بقيّة أفراد فريقه على بُعد بضعة أقدام. |
Riskli olduğunun farkındayım ama içimizde hain olması çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | ..حسنا اعرف.. انها مخاطرة ولكن هذا أكثر خطورة من أن يكون لدينا خائن في وسطنا. |
Bize kazdırdığın şu cevher sandığından çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | هذه المادة الخام التي جعلتنا ننقب عنها، أكثر خطورة مما تظن |
Ben şeytan olabilirim ama bu arkadaşınız çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | قد أكون شريراً و لكن صديقكم هنا أخطر بكثير |
Sigara içmek 90 metreden atlamaktan çok daha tehlikeli, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن التدخين أخطر بكثير من قفز اﻠ٩٠ مترا؟ |
Şu an çok daha tehlikeli bir düşmanla karşı karşıyayız ve her geçen gün, biz Ori'a toprak kaybederken, Tau'ri ana dünyası merak uyandıran bir şekilde dokunulmaz kalıyor. | Open Subtitles | هذا كان فى الماضى الأن إننا نواجه عدو أخطر بكثير " و كل يوم نخسر أرض للـ " أوراى |
Ama mesele şu ki, bu iş düşündüğümüzden çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | لكن المهم أنها أخطر مما ظننا |
Güçlerini öğrendiğine göre artık çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | بعد أن أصبح على علم بمقدرتك أصبح أخطر من أي وقت مضى |
Senin orası buradan çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | أحياءكم أكثر خطورةً من حيّي |
Ve çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | و أكثر خطراً بكثير |