Ben aşağı inemem orası çok derin. | Open Subtitles | أننى لن انزل الى هناك هذا اللعين عميق جدا |
çok derin, bu derinliği göremezsin. | Open Subtitles | عميقة جداً ، بحيث لا تستطيع رؤية نهايتها |
Suların ötesinde ki çok derin değiller... | Open Subtitles | والمياه الواقعة خارج التي ليست عميقة جدا .. |
Nöbet geçirdiğimde camı kırdım. Ayağının altını çok derin kesti. | Open Subtitles | عندما أصابتني النوبة، هشمت كأساً وقطعتها بعمق في أخمص قدمها |
Bence çok derin şekilde kültürün içine işledi. | TED | أظن أنها يتم غرسها في ثقافتنا بطرق عميقة للغاية. |
Biliyor olacağız ki biz o mucize değiliz, sıradanız, sitedeki tek çocuk biz değiliz ve bence bu felsefi açıdan öğrenilmesi gereken çok derin bir şey. | TED | سوف نعرف اننا لسنا معجزات اننا مجرد بطة في صف ما لسنا الوحيدين في هذا الحيّ, وأعتقد أنه شيئ عميق جداً لنعلمه, فلسفياً. |
Ufak tefek bir adam, çok derin kazmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | إنه شخص ضعيف لذا لا تحتاج أن تحفر عميقاً |
çok derin bu tembel anlar,tembel anlart | Open Subtitles | عميق جدا في هذه اللحظات البطيئة اللحظات البطيئة |
Ben antropolog değilim, konuyla ilgili teknik çalışmam yok. Ama çok, çok, çok derin bir tutkum var. Ve inanıyorum ki gezegendeki en güzel insanları yaşadıkları en güzel çevrede seçmeli, ikisini birleştirip sizlere sunmalıydım. | TED | أنا لست متخصصا في الانثروبولوجي وليس لدي دراسة فنية به. ولكن لدي شغف عميق جدا واعتقد أن لا بد لي من أختيار أجمل الناس على هذا الكوكب. في اجمل بيئة عاشوا فيها، دمج الاثنين مع بعضهما وتقديمهم لكم. |
Bir şey söylemek için çok derin. Belki de ölü bir foktur. | Open Subtitles | عميق جدا لنقرر تعلمين, ربما ختم ميتا |
Bunun nedeniyse gölün çok derin olmasından kaynaklanıyor. | Open Subtitles | أصبحت على ما هي عليه ،لإن البحيرة عميقة جداً |
- Bence... bu insanlar hakkında... çok derin hislerin var. | Open Subtitles | ..بأن لديك مشاعر عميقة جداً جداً تجاه أولئك الناس |
çok derin değildi; ama dipte süzülüp, sonra dönüp yukarı bakmayı severdim. | Open Subtitles | لم تكن عميقة جداً ولكن كنت أحب أن أنزل إلى الأعماق ومن ثم الاستدارة والنظر إلى أعلى |
İkinizin çok derin bir bağı vardı, kendi kodlarınızla konuşuyordunuz peki o zaman sence neden ilk önce nişanlısına saldırdı? | Open Subtitles | اذن كان بينكما صلة عميقة جدا بحيث تتكلما وفق شيفرة خاصة لم تظن ان الجانية هاجمت الخطيب أولا؟ |
Arkadaşınızın düşüncesizce yaptığı eylemler yüzünden şimdi çok derin | Open Subtitles | بسبب الإجراءات الطائشة صديقك لديه الآن عميقة جدا |
Senin gibi bir katilin rüyasında bile göremeyeceği kadar çok derin bir aşk yaşadım. | Open Subtitles | لقد أحببت بعمق قبل ذلك أكثر مما يحلم به قاتل مثلك |
Yaralar çok derin. Üstüne düşmek onu öldürmez. | Open Subtitles | الجروح عميقة للغاية السقوط عليها لن يتسبب بمقتلها |
Girdiği konulara inanamıyorum. çok derin. | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق الأمور التي مر بها إنه عميق جداً |
O kadar uzununu bulamazsın. Burası çok derin. | Open Subtitles | لن تجدي شيئاً طويل كفاية إن هذا الشيء عميقاً جداً |
Barbour konuşuyor: çok derin anlamda, | Open Subtitles | "في بعض من أحاسيسنا العميقة جدا |
- İmkansız. çok derin. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون , لا , ومن عميق جدا, |
çok derin düsünmüssün. | Open Subtitles | مذهل. لن أصل أبداً لتلك النتيجة. |
Yıllar önce ben sahneye ilk çıktığımda bir adam bana çok derin anlamı olan birşey söylemişti. | Open Subtitles | أخبرنى رجل بشيء عميق للغاية منذ سنوات نسبته لنفسى بعد سنوات |
Ama çok derin ya da kemiğe çok yakın bir yara ne kadar çok çabalasanız da kanamayı durduramazsınız. | Open Subtitles | لكن بعض الجراح تكون عميقه جدا أو قريبه من العظم ومهما عملت عليها لا يمكنك ان توقف النزف للدماء |
"Ölüm hepimize gelecek". Gerçekten çok derin. | Open Subtitles | الموت سيأتي إلينا جميعا هذا حقا عميقُ. |
Duyduğun şeyler çok derin ve çok özel, farkında bile olmadıkları düşünceler. | Open Subtitles | الأشياء التي كنتِ تسمعينها بغاية العمق والخصوصية ، وحتى هم لا يعون ما يفكرون به |