Zamanla ne olduğu anladıklarında, çok geç kalmış olacaklar. | Open Subtitles | وعندما يدركون ما حدث، يكون قد فات الأوان |
O gün geldiğinde de artık fikrini değiştirmek için çok geç kalmış olursun. | Open Subtitles | و عندما يأتي الوقت فأنه قد فات الأوان لتغيير رأيي |
Kardeşlerimiz uçağa bindiklerinde amerikalılar neler olduğunu anlamak için çok geç kalmış olacaklar. | Open Subtitles | بمجرد أن يصعد إخوانى السجناء إلى الطائرة... سيكون قد فات الأوان على الأمريكيين لإدراك ما حدث. |
Seni anlıyorum ama o kadar beklersek çok geç kalmış oluruz. | Open Subtitles | أفهم ذلك، ولكن حينها سيكون الوقت متأخراً جداً |
Bankaya vardığımızda da, çok geç kalmış olacağız. | Open Subtitles | بحلول الوقت الذي نصل فيه الى المصرف فسنكون متأخرين جداً |
çok geç kalmış olabiliriz. | Open Subtitles | ربّما يكون قد فات أوان ذلك. |
Ve projeme ihtiyacınız olduğunu fark ettiğinizde artık çok geç kalmış olursunuz. | Open Subtitles | وفي الوقت الذي تجد نفسك بحاجة لبرنامجي... سيكون قد فات الأوان... |
Fark ettiğinde çok geç kalmış olacak. | Open Subtitles | سيكون قد فات الأوان عندما يدرك ذلك |
Konuşursa çok geç kalmış olursun. | Open Subtitles | إن تكلّم، سيكون قد فات الأوان |
Anlıyorum ama o zamanda çok geç kalmış olurum. | Open Subtitles | أفهم ذلك، ولكن حينها سيكون الوقت متأخراً جداً |
Bunu farkettiğimizde ise çok geç kalmış oluyoruz. | Open Subtitles | عندما ندرك، يكون متأخراً جداً في أغلب الأحيان |
Şimdi gitmemiz gerekiyor. çok geç kalmış olabiliriz. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَذْهب الآن قد نكون متأخرين جداً |
O zaman bile, aorta yırtılırsa çok geç kalmış olabiliriz. | Open Subtitles | وحتى عندها, إذا تمزق الأورطي فقط نكون متأخرين جداً |
çok geç kalmış olabiliriz. | Open Subtitles | ربّما يكون قد فات أوان ذلك. |
çok geç kalmış olabiliriz. Gel! | Open Subtitles | " ربما فات أوان ذلك، أسرعي!" |
* Ama çok geç kalmış olacaksın * | Open Subtitles | * لكن سيكون الوقت متأخراً * |