Peki, Bob, geleceği çok iç karartıcı olarak buluyorum. | Open Subtitles | حسناً يا (بوب) أنا أرى أن المستقبل محبط جداً لكي نفكر فيه |
Buradaki yağmur çok iç karartıcı. | Open Subtitles | المطر في الريف محبط جداً |
Koruyorsun. Şarkının benim için çok iç karartıcı olduğunu düşündün. | Open Subtitles | بلى, قد ظننت بأن الأغنية مُحبطة جداً بالنسبة لي. |
Alışveriş merkezi yemek alanları çok iç karartıcı. | Open Subtitles | ردهة المطاعم في مركز التسوق مُحبطة |
Siyah giymemen ne kadar güzel, çok iç karartıcı bir renk. | Open Subtitles | من الرائع أنكِ لا ترتدين الأسود فهو كئيب جداً |
çok iç karartıcı. | Open Subtitles | وهو أمر كئيب جداً |
Bu çok iç karartıcı. | Open Subtitles | إنه كئيب جداً |