Tabi ya! Bu evde tamamlanmamış pek çok iş var. | Open Subtitles | نعم، هناك الكثير من العمل غير المكتمل في هذا المنزل |
Gerçi halen yapılacak çok iş var ve eğer bilimle uzaktan yakından alakalı iseniz bana katılmanızda ısrar ediyorum. | TED | و يوجد الكثير من العمل المتبقي الذي علينا عمله ، فإذا كنت مشارك في العلوم بأي طريقة إني احثك أن تشاركني. |
Pekâlâ. Yapacak çok iş var ve yeterince zaman yok. | Open Subtitles | الآن لدينا عمل كثير ووقت محدود لتنفيذه. |
Yapacak bir çok iş var da. Beynim patlayacak nerdeyse. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال لعملها، أشعر وكأن راسي سينفجر. |
Yapılacak çok iş var ama öncelikle Petrovich'in en fazla zarar verdiği aileleri ziyaret edeceğim. | Open Subtitles | ما زال هناك عمل كثير للشرطة لكنّي سأخصص وقتاً لزيارة بعض أعضاء المجتمع |
Hâlâ optimizasyon sürecini iyileştirmemiz için yapmamız gereken çok iş var. | TED | وما يزال هناك الكثير من العمل لنقوم به لتحسين عملية إعادة التكوين هذه. |
Şu anda zaten gerçekleşmekte ama yapacak daha çok iş var. | TED | إنها تحدث الآن، و لكن لايزال هناك الكثير من العمل للقيام به. |
Elbette daha yapacak çok iş var ama buna değecek. | Open Subtitles | بالتأكيد ، هناك الكثير من العمل و لكنه يستحق |
Daha yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | حسنا، هناك الكثير من العمل الذي يجب القيام به . وصلنا لمسح كل هذه الأشجار. |
Onları yüzüstü bırakamam. Yapmam gereken çok iş var. | Open Subtitles | لا أريد أن أخذلهم لدى الكثير من العمل لافعله |
Yapmamız gereken çok iş var, senin ve benim. | Open Subtitles | لدينا عمل كثير أنا و أنت |
Bir şirkette birden fazlası olabilir. Yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | لدينا عمل كثير لننجزه |
Yapmamız gereken çok iş var. | Open Subtitles | لدينا عمل كثير لنقوم به |
Sanmıyorum. Yapılacak çok iş var. Misafirlerimizle ilgilenmeliyim. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك، لدي الكثير من الأعمال بجمع هذه القطعة. |
Yapmamız gereken çok iş var. | Open Subtitles | ولكن هناك عمل كثير ينتظرنا لكي ننجزه. |
Yapacak çok iş var. | Open Subtitles | لا يزال هنالك الكثير لنفعله |
Ah, yapacak çok iş var. | Open Subtitles | أوه! هناك الكثير لاقوم به! |
Yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | هناك المزيد من العمل الذي يتعين القيام بها |
"Çünkü daha yapılacak çok iş var" | Open Subtitles | لأنّه لا يزال هناك عمل ينبغي القيام به |
Daha çok iş var, ama birkaç hafta sonra Lanchester'da bir yarış var. | Open Subtitles | هذا يتطلب كثير من العمل لكن هناك سباق بعد عدة أسابيع في لانكاستر |
Şu an, yapmam gereken çok iş var. | Open Subtitles | لديّ عمل كثير الأن |
Adamı arayıp, "oğluna üzüldüm ama başımda çok iş var" demek ister misin? | Open Subtitles | أتريديني أن أتصل بالرجل؟ وأقول "آسف من أجل طفلك، لكن لدي الكثير لأفعله الآن"؟ |
Yapacak çok iş var. Nasıl başlamalı bilmiyorum. | Open Subtitles | لدي الكثير للقيام به حتى لا أعرف من أين أبدأ |
Yapmam gereken çok iş var. Yarın benim için uzun bir gün olacak. | Open Subtitles | لدي عمل كثير هنا ، ينتظرني يومٌ طويل غدا |
İstersen sen de gel. Gelemem. Yapmam gereken çok iş var. | Open Subtitles | لا استطيع عندي الكثير من العمل يجب ان أبقى هنا |
Sadece bu ev çok büyük, ve bu yüzden yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | ونحن كذلك إنها فقط مسألة أن هذا البيت كبير لا أكثر ويستغرب عملاً كثيراً لصيانته |