Hersey çok kasvetli ve bunalticiydi. Orada olmak istemiyordum sadece. | Open Subtitles | كل شيء كان كئيب جداً, خانقٌ للغاية إنني فقط لم أرغب بأن أكون هناك |
- çok kasvetli. | Open Subtitles | كئيب، كئيب جداً |
Bunların hepsi çok kasvetli. | Open Subtitles | هذا جميعاً كئيب جداً. |
Tanrım ya! çok kasvetli oldu böyle. | Open Subtitles | يا إلهي هذا كئيب جداً |
Hayır. Orası çok kasvetli. | Open Subtitles | كلا, هذا كئيب جداً |
Satışlarına bakarak, ...bunların Fairview için çok kasvetli olduğunu düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | من خلال قلة البيع بدات اظن انها مبالغ بها بالنسبة لفيرفيو |
Satışlarına bakarak, ...bunların Fairview için çok kasvetli olduğunu düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | من خلال قلة البيع بدات اظن انها مبالغ بها بالنسبة لفيرفيو |
Ayyaşların bile gitmek istemediği çok kasvetli bir kamusal alan. (Kahkahalar) Üstelik burayı düzeltemiyoruz çünkü I. M. Pei hâlâ hayatta ve Harvard ile M.I.T. burayı tamir etmek için | TED | مكان عام كئيب جداً بحيث مدمنوا الخمر لا يريدون حتى للذهاب الى هناك. (ضحك) ونحن لا نستطيع إصلاحه بسبب أي. أم. بي ما زال على قيد الحياة. وكل عام هارفرد و MIT يشكلان لجنة مشتركة لإصلاحه. |
- çok kasvetli. | Open Subtitles | - كئيب جداً - |