Bunu biliyorum çünkü.... çok ama çok kez nedime oldum. | Open Subtitles | أنا أعلم ل لقد كنت وصيفه الشرف عديدة، مرات عديدة. |
Ama eminim o zamandan beri çok kez dişini fırçalamıştır tatlım. | Open Subtitles | انا اعلم انه نظف اسنانه مرات عديدة منذ ذلك اليوم عزيزتي |
Size doğru hediyeyi almak için bir çok kez buraya geldiler. | Open Subtitles | كانوا هنا مرات كثيرة جدا محاولين العثور على الهدية المناسبة لكِ |
Bunu bir çok kez yaptı ve ben de patladım. | Open Subtitles | لقد فعلها لي مرّات كثيرة جداً، ولقد ضقتُ ذرعاً. |
Pek çok kez birlikte ölmeye çalıştık ve o kadar çok eğlenceliydi. | Open Subtitles | لقد حاولنا الأنتحار معاً عدة مرات و قد كان هذا ممتعاً جداً |
Öldürme yetkisi var ve bunu bir çok kez kullanmış. | Open Subtitles | مُصرح له بالقتل وقد قام بذلك فى العديد من المرات |
Ve sana bir çok kez adamın adını söylemeyi denedim. | Open Subtitles | وتمنيت عديد المرات أن يكون بإمكاني أن أقول لك اسمه |
Çünkü ben bir çok kez soyuldum. Ve artık bu kadar yeter. | Open Subtitles | لأني تعرضت للسرقة مرات عديدة, واكتفيت من هذا |
Hayatım boyunca bir çok kez olduğu gibi radyo işinde çuvallamıştım. | Open Subtitles | -لقد فشلت في سرقة المذياع مثلما فشلت مرات عديدة في حياتي |
Konunun özünü kaçırıyorsun. İşin özü, benim gün içinde çok kez zevk verebilmem. | Open Subtitles | أنتم لا تصلون إلى الهدف ، إن الهدف هو أن بإمكانى منح المتعة مرات عديدة فى اليوم |
Sorun değil. Ben de Anayı pek çok kez siktim. | Open Subtitles | لا مشكلة، انا عاشرت آنا مرات عديدة ايضاً |
Yani şimdi düşününce, bir çok kez bana söylemeye çalıştı. | Open Subtitles | أنا أعني عندما فكرت بالأمر الآن أجد أنه حاول أن يخبرني مرات عديدة |
Beni o kadar çok kez kurtardın ki, sana borcumu geri ödemek istedim. | Open Subtitles | وقفت بجانبي مرات كثيرة وأردت أن أرد معروفك |
Bence hayatında pek çok kez gördüğü bir şeyden bahsediyordu: | Open Subtitles | اظن انه يتحدث عن شئ قد رأه تقريبا مرات كثيرة فى حياته |
Beni çok kez evinin önünde yürütmüştü. | Open Subtitles | كانت مهووسة به وأجبرتني على المرور جيئة وذهاباً أمام منزله مرّات كثيرة |
Brendan, emri altında 3 asker olan bir tim komutanıydı ve Afganistan'daki en kötü günü — Ölümle çok kez burun buruna geldi. | TED | بريندان كان قائد فريق يقود ثلاثة رجال، وفي أسوأ الأيام في أفغانستان، كان على وشك أن يقتل عدة مرات. |
Onunla pek çok kez konuşmaya çalıştım. Bu bir duvarla konuşmak gibi. | Open Subtitles | لقد حاولت الحديث معها عدد من المرات ولكن من دون أي فائده |
Ama biz onu pek çok kez düşürdüğümüzden artık resmen bir köşe çekildi. | Open Subtitles | لكننا قمنا بإيقاعها عديد المرات إلى أن قمنا الأن بأبعادها عنها. |
Otobüs tepenin dibine gelene kadar bir çok kez takla atmış. | Open Subtitles | إنقلبت الحافلة عدّة مرات قبل أن تستقر في أسفل التلّ |
Sonra onun en iyi arkadaşını siktim, hem de bir çok kez, çünkü yapabiliyordum. | Open Subtitles | وبعدها نمتُ مع صديقتها, صديقتها المقرّبة، عدّة مرّات يا رجل, فقط لأني كنتُ قادرًا على ذلك. |
Her gün çok kez yaptığım gibi; fakat bu kez haksız olmadığımı ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | إنني أتخطاها كثيرًا يوميًا، ولكن في هذا فكلانا يعرف أنني لم أتخطاها |
Savaşta çoğalıcılarla bir çok kez karşı karşıya geldim. | Open Subtitles | لقد تشابكت مع المستنسخين في المعركة مرات عدة |
Şu anda yapabilirim. Bu yarayı çok kez gördüm. | Open Subtitles | أستطيع أن أفعل ذلك الآن لقد رأيتُ مثل هذه الإصابة مرّات عديدة |
Daha önce, pek çok kez laboratuvarda yapmıştın. | Open Subtitles | لقد فعلت هذا أكثر من مرة عندما كنت فى المختبر لقد كنت هناك دائما بجانبك أساعدك على النهوض مجددا |
- Tabii ki geçerim daha önce çok kez geçtim. | Open Subtitles | بالطبع يمكنني. حقّـاً كنتُ أعبره خلال العديد من المرّات |
Biliyorum, bir çok kez söyledim ama ikinci seferi bir tane sayıyorum. | Open Subtitles | لقد حسبت المره الثانيه مرة واحده على أنني قلتها مرات عديده |